Çabalarım boşuna
Çabalarım boşuna
Sıkıyorum fırçasız kalan dişlerimi
Ağrıyan kalbim ıssız bir kıyıda
Sevgiden yoksun çıkmaz sokaklarda
Tabelasız kıvrımlı aşkın çıkmazında
Vitrinlerde yaralı pareli diyarlarda
Tütünsüz dumanların ortasında
Çabalarım boşuna
Boşuna çabalarımÇabalar boşuna
Çabalar boşuna
Gökten inmeyince mecazsız karar
Gökten inmeyince tutsak garip fısıltılar
Çürümüş bir kentin gurbetçisiyim
Bilinmez yılların yaşlanmış serserisiyim
Beş kuruşsuz umutsuz ceplerin sahibiyim
Üstümde yığınca karanlıklı yüzün gölgesindeyim
Tütünsüz kalmış yaralar içindeyim
Çabalarım boşuna
Boşuna çabalarımÇabalarım boşuna
Boşuna çabalarım
Yırtık göğsümde dolanır çiçekler
Omzumda uykuya kalan kediler
Laf kalabalığı yapan mısralar
Çoğullarla çoğalan kelimeler
Cacıksız kalmış salatalıklar
Hepsi boşuboşuna
Boşuboşuna çabalar
Çabalar boşuboşunaGit artık istediğin zamanlara
Dilediğin kadar yol var önünde önümde
Elimden bu gelir başka ne gelir mehpare
Fakir kelimelerimden başka ne gelir elden
Çulsuz şiirlerinden başka ne gelir elden
Rüzgarlarla kirlenmiş balkonum var çiçeksiz
Kapı kolları kırık yalın odalarım var
Kırık klavyeli telefonların ızdırabı var
Başımın üstünde seyrek bakışlı saçlarım
Git gitmek de boşuna bu dünyada

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mısralarımdan akan yaşlar
PoesiaZaman ilk oluşumuna döndü İlk doğum serüvenine Her şey ilkine dönme koşusundaydı En arkalarından yüreğim vardı Çünkü yine sana koşacaktım ......................... ......................... Akdeniz bir akşam göğe yükseldi Böylece oluştu...