Seni düşünürken içim geçmiş uyuyakalmışım taş gibi kanepede
Boynumdaki ağrının hiç önemi yok görünmeyen ağrılara kıyasen
Elimi yüzümü yıkadım müteellim bir şekilde
Ortalığa saçılmış kitaplara ve masamda darma dağınık şiirlere dokunmadan
Kıravatımı düzgünce taktım kapıyı örttüm
mezarlığımaSeni düşünürken içim geçmiş
Yürüyor buldum upuzun bir caddenin ortasında
Kaldırımlara dağılmış çöpleri gücüm yetmiyor toplamaya
Hem kimse beni dinlemiyor
Bak bize
Ne desem boşSeni düşünürken içim geçmiş
Karanlık çökmüş bir gökyüzün altında
Berduş bir bankta
Aynayı ilk kez gören bir çocuk kadar şaşkın
Sonsuz bir ovanın ortasında bir ağaç kadar yapayalnız buldum kendimi
ve düşündüm de dalgalarında var bir limanıSeni düşünürken
Yüreğim aklıma yalvarıyor
Aklımdaki kelimeler boğazımı sıkıyor
Dilime yalvarıyor bir dilenci gibi
Ahmet Arif yazdı da ne oldu
Leylasız geçmedi mi ömrü
-yoksa şairin dediği gibi aşk gerçekten bahanesi mi şiirin-Şiir
Önümde sonsuzluğu ifade edecek hiçbir şey yok
Sınırları var denizlerin
Mesela uzay boşluğunda bir denizi göremezsin -çok saçma bir önerme-
Ama karanlık, her yere musallat olabiliyor
Karanlık sarmış aydınlığımızı
uçsuz bucaksız
Aydınlık ise sabır taşı ister
Devriyelerde bir sokak lambasıyım karanlığa -daha ne kadar yanmalıyım-
Sokak lambaların alnında bir işçinin teri
ve gövdesinde yorgunluk
Ah sevgilim, aynaların en hırçını
Çaresizliğe terk edilmiş kum tanelerin dilinden bir ben anlıyorum
Ve hemencik rüzgarın nefes alıp vermesinden savruluyorum
Ah sevgilim görüyor musun beni ne hallere düşürdün
Birbirinden uzak manasız mısraların arasında nasıl da kayboluyorum
Bir katre su olmayı ne çok isterdim dalgalarda
Çünkü dalgalar bile durmadan koşuyor limanlarına
Limansız bir kent gibi çürüyorum
Ve yakamozların fısıltılarından anlıyorum -meczup diye maytap geçiyorlar-
Ölümün, vuslatın şiiri olduğunuSeni düşünürken dedim kendi kendime
Şu an burada, yanımda oturmuş olsan bu müteessir bankta
Gözlerine bakıp bakıp ölsem
Bazı ölümler vardır ayrılıkları tuz buz ediyor
ve muştulamakta kavuşmayı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mısralarımdan akan yaşlar
PoesíaZaman ilk oluşumuna döndü İlk doğum serüvenine Her şey ilkine dönme koşusundaydı En arkalarından yüreğim vardı Çünkü yine sana koşacaktım ......................... ......................... Akdeniz bir akşam göğe yükseldi Böylece oluştu...