Mecnun değil kays

8 1 0
                                    

Gövdemi bıraktım ranzanın üstüne
Yüreğim düşerdi yine kaldırımlara
Aklımı hepten hapsoldu çöllere
Ben seçmedim seni hanımefendi
Hep Kays olmak istedim
Ki mecnun olmak benim neyime

Ellerimi ayaklarımı bıraktım odaya
Yüreğim düşerdi yine yollara
Sonunu bile bile koşardı sana
Ne çok kaçtım senden oysa

/Yolunu gözleyen gözlerimi cezalandırdım durmadan
Sana koşan yüreğimi kırbaçladım umursamadan
Aç bıraktım kalbimi, gözümü hiç kırpmadan
Ki kalbim yüreğim oluyordu açlıktan susuzluktan/

Ben seçmedim seni hanımefendi
Hep Kays olmak istedim
Bir haziranın on yedisinde
Kimliğimi verdiler elime
Mecnun düşmüştü hüviyyetime

Haykırıyorum ben seçmedim seni
Duyun ruhsuz kaldırımlar serkeş caddeler
Duyun çırılçıplak yapayalnız dallar
Ben seçmedim seni hanımefendi
Duyun beni raflardaki tozlanmış mısralar
İşit beni yanaklarımda yakamozlar çizen ay ışığı
Üstü başı tütün kokan rüzgarlar
Heyhatlarla yaşayan nasırlı düşler

Ne çok kaçtım senden oysa
Ki ben süphanda kavalımla kuşları yemleyecektim
Kınalı kuzularımın gözlerine şarkılar besteleyecektim
Şiirlerimi börtü böceğe, çiçeğe yazacaktım
Taşa toprağa hikayeler anlatacaktım

/ki onlar da susardı hep senin gibi/

/Belki ben de kağıttan gemilerle giderdim buralardan
ki hep gemilerim karadenizde batardı yüreğimle
Ama hanımefendi benim gemilerim postbeton bir şehirde battı susuzluktan/

Ah Tamara, postbeton bir şehirde
Aramıza giren sular değil; karalar
Ki yüzmemem karşıya geçemem
Ki sen yakmasan şu taşları dağları
Bulamam, düşerim, senli limanlara varamam
Oturur yokluğuna gönül gemim

Ben seçmedim seni anlamıyor musun
Ki Kays olmak istedim duyuyor musun
Bennn seçmedimmm seniii

/Gözleriniz olmasaydı hanımefendi
mecnun değil Kays olacaktım/

Siz hep böyle Kays'ları mecnun eder misiniz?

Mısralarımdan akan yaşlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin