* Keyifli okumalar 🖤 *
Benden önce uyanmış olmasına şaşırmamıştım. "Günaydın , " dedim ve doğrularak oturdum. O da çalıştığı spor aletlerini bırakıp bana doğru dönmüştü.
"Sana da günaydın ama saat öğleyi çoktan geçti biraz daha uyusaydın akşam olacaktı," diyerek güldü.
" Üzgünüm, daha önce hiç böyle olmamıştı verdikleri ilaçlarla alakalı olsa gerek ," diyerek mahçup bir şekilde baktım.
Bunca saat gerçekten uyanmamı mı beklemişti ? Belki gitmiş daha sonra gelmişti. "Kahvaltıya gittin mi ?" diye sordum.
"Seni bekledim , " dediğinde daha da kötü hissedip ayağa kalktım.
"Hadi gidelim o zaman benim yüzümden bu saate kadar aç kaldın ," dedim ve kapıya doğru yürümeye başladım. Ama bir sorun vardı. Hareket ettikçe karnımdaki dikişler acımaya ve nefesimi kesmeye başlıyordu.
Ona farkettirmemeye çalışıp devam ettim. Ama farketmiş olacak ki "Neyin var yaran mı acıyor?" dedi. İtiraz edecek gücü kendimde bulamıyordum. Yavaşça kafamla onayladım.
"Bekle burada geliyorum. Sakın hiçbir yere kıpırdama tamam mı? Geldiğimde burada olmazsan elimden çekeceğin var," dedi.
"İstesem de gidemem merak etme, " dedim.
Arkasını dönüp hızlı adımlarla giderken aklıma gelen şeyle durdurdum.
"Helios kapının orda üstünde adım yazan bir kutu vardı. Onu şimdilik bir yere saklar mısın? Daha sonra dönüp bakarım ,"dedim .
"Tamam !" . Şaşırmadığına göre herkes için bir kutu geliyor olmalıydı. Ama onu şaşırtacak birçok şey biliyordum.
Biraz yemek yedikten sonra ona her şeyi anlatacaktım. Bir süre sonra geri dönmüştü.
"Sakladım merak etme. Bir ara dönüp alırız ,"dedi. Soluklanmasını bekleyip "Ne almaya gittin? " diye sordum.
Tek kaşını kaldırıp "Ağrı kesici. Yaram acıyor dediğini hatırlıyorum yoksa yanlış mı anlamışım ?" dedi.
Bir bana bir de kapıya baktıktan sonra "İstersen seni taşıyabilirim ," demişti."Teşekkür ederim ama gerek yok.Sadece biraz yavaş gitmemiz yeterli benim için, "
"Nasıl istersen. " Kolunu uzattığında bu sefer reddetmeyip ondan destek alarak yürümeye başladım.
Kapıyı açtıktan sonra dışarı çıkmıştık.
Aklıma yine buradan aynı şekilde geçişimiz gelmişti ama o zaman ben kanlar içinde ve yarı baygındım. Helios ise tüm gücüyle koşuyor ve dua ediyordu. Ona çok şey borçlu olduğumu biliyordum. Üstelik bunların hiçbirini yapmasına gerek yoktu.Kafasına silah dayamış, eşyalarını çalmış ,ona ok fırlatmış ve günlerce beni aramalarına sebep olmuştum. Şahsen ben onun yerinde olsam çoktan beni öldürmüştüm. Böyle düşündükçe aslında ne kadar sinir bozucu olduğumu daha net farketmiştim.
Nihayet kampa girdiğimizi de bu seslerin tek tek kesilmesiyle anlamıştım. Açıkcası bu insanların içinde durmak istemiyordum.
Tam Helios 'tan rica edecektim ki zaten orada durmadığını kulübelerden birine doğru gittiğini farkettim.
İçerisi ilk gün uyandığım odayla tamamen aynıydı. Sadece bir taraf tamamen dağınıkken -etrafta giysiler ayakkabılar vardı, yatak bozulmuş yastık aşağı düşmüştü - bir taraf tamamen düzenliydi. Beni düzenli olan taraftaki yatağa bırakıp karşımdakine oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMA
FantasyOrmanın içinde uyanan bir kız ... Hafızası silinmiş bir kamp dolusu insan ... Dövmelere göre ayrılmış gruplar ... Savaşın eşiğinde bir ülke ... Carmen Byose, ormanın ortasında uyandırıldığında karşsında kendisine doğrultulmuş bir tüfek namlusu görme...