* Keyifli okumalar🖤*
Ben bir şey diyemeden Helios Ella 'ya kısık gözleriyle bakıp "Ne konuşacaksın ki sen ? Ne söyleyeceksen burada söyle ," dedi.
Ella karşılık vermeden hızlıca ayağa kalkıp "Sorun yok. Konuşabiliriz, "deyip arkasından yürümeye başladım.
Şu an kampın neredeyse her köşesinde birileri oturuyordu. Doğal olarak sadece orta alan boştu. Tam ortada durup bana döndü ve kıstığı gözleriyle beni süzmeye başladı.
"Hayır anlamıyorum da sen de ne buluyor olabilirler ; ben pek bir şey göremiyorum ..."
"Ne demeye çalışıyorsan dolandırmadan söyle. Seninle uğraşacak vaktim yok, "deyip gözlerinin içine baktım. Ne kadar güzel olursa olsun karakterinin çirkinliğini örtmeye yetmemişti.
"Ne mi demeye çalışıyorum? Sen benden daha iyi biliyorsun bence. Bu kadar erkeği etrafında toplamandan bahsediyorum. Bunu nasıl becermiş olabilirsin çok açık değil mi ? Bu gece sıra kimde mesela? Belki de Loran yeni olduğu için onu denersin. Ya da beraber kaldığın Hel-" tamamlamasına izin vermeden tüm gücümle yüzüne tokat attım. Çıkan sesle herkes susmuş bize dönmüştü.
Şu an içimde oluşan şey saf öfke ve tiksintiydi. Helios ve diğerlerinin bu tarafa geldiğini farkedince elimle durmalarını işaret ettim.
Yavaşça Ella 'ya yaklaştım. Dudağından akan kanla ve öfkeyle dolan gözleriyle bana bakıyordu. Bana vurmak için kaldıracağı elini yakalayıp sıkmaya başladım. Benden bu kadar güç beklemediği belli oluyordu. Daha da sıkıp kulağına yaklaştım.
"Şimdi beni iyi dinle çünkü tekrar etmeyeceğim. Bir daha böyle bir şeyi söylemeyi bırak düşünürsen bile seni mahvederim.Sana yapabileceklerimi aklın hayalin almaz. Hem herkesi kendin gibi görmeyi bırakmalısın. Ne senin gibi pis düşüncelerim ne de amaçlarım var. Ayrıca ne biliyorum biliyor musun ?" deyip elindeki baskıyı artırdım.
"Beni vuran kişinin kim olduğunu ! Eğer birine bile söylersem sana neler yapabileceklerini biliyorsun değil mi ? Bence sen benden daha iyi biliyorsun.
Şimdi seni bıraktığım zaman herkese senin hatan olduğunu damarıma bastığını söyleyeceksin. Ve benimle uğraşmayı bırakacaksın! Anladın mı?" dedikten sonra geri çekildim. Hala elini bırakmamıştım. Sesimi yükselterek " Anladın mı ?!" diye tekrar sordum.
Kafasıyla onayladı. Elini sertçe savurduktan sonra arkamı dönüp oradan ayrıldım. Hızlıca ormana daldım.
Koştukça daha da hızlanıyordum.Aklımda sakinleşmek için tek bir yer vardı.Ben de oraya gitmiştim. Göle varınca direkt yere çöktüm. Gözyaşlarım hızla akarken öylece göle bakıyordum. Buna sebep olan şey onun ne düşündüğü değildi. Beni düşürdüğü konumdu. Gururuma dokunmuştu söylediği şeyler. O böyle düşünüyorsa böyle düşünen başkaları da var demekti. Ve bu beni oldukça sinirlendirmişti.
İleri geri sallanırken bir yandan da ağlıyordum. Birinin yaklaştığını farkedince hemen yerden kalkıp koşmaya başladım. Ama belime dolanan kollar hareket etmemi engellemişti.
" Helios bırak beni !"
Bir yandan da çırpınıyordum ama beni bırakmıyordu. Aksine daha da sıkı sarılmıştı.
Sonunda ben de debelenmekten vazgeçtim.
Beni yere bıraktıktan sonra kendisi de oturup bana sarıldı. Ben ise sadece ağlıyordum. Bir süre sonra nihayet durulmuştum. Bunu farkeden Helios kollarını çözüp gözyaşlarımı sildi."Şimdi bana ne olduğunu anlat ," deyip gözlerimin içine baktı.
Ben anlatamazdım. O sözleri ağzıma almaya bile utanırken nasıl yaptığımı düşünebilmişti bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMA
FantasyOrmanın içinde uyanan bir kız ... Hafızası silinmiş bir kamp dolusu insan ... Dövmelere göre ayrılmış gruplar ... Savaşın eşiğinde bir ülke ... Carmen Byose, ormanın ortasında uyandırıldığında karşsında kendisine doğrultulmuş bir tüfek namlusu görme...