BÖLÜM 90

6.2K 648 385
                                    

*KEYİFLİ OKUMALARR 💥🧡*



Sesi önce cızırtılanmış sonra da telefon kapanmıştı. Telefon hâlâ ikimizin arasında dururken yutkunarak bakışlarımı ona çevirmiştim. Ben ne hissediyorsam o da aynısı hissediyor aynı şekilde bana bakıyordu. Hatta benden çok daha endişeliydi.

Yüzünü ellerimin arasına aldıktan sonra " Merak etme bunu da atlatacağız. Hem neleri atlatmadık ki biz ? " dedim.

O tekrar arabayı çalıştırırken ben de aklımdan geçen yüzlerce düşünceyle aynı anda savaşıyordum. Neden şimdi saldırmıştı ? Neden bu kadar beklemiş ya da daha fazla beklememişti ? Hangi açıdan baktığıma bağlı olarak sormam gereken soru da değişiyordu. 

Kaç kişi ölmüştü kaç kişi daha ölecekti ? Savaş demek kan ve yıkım demekti. İki taraftan da çok kayıp yaşanacak gibi hissediyordum. Artık hislerime güvenmem gerektiğini bildiğimden histen de öte olduğunu biliyordum. Belki bencilce bir düşünce olacaktı ama sevdiğim kimseye zarar gelmesini istemiyordum. Onları korumak için her şeyi yapacaktım.

DORİS

Etrafı ve koşuşturan beyaz üniformalı askerleri  izleyen Liam 'ı kolundan tutup çekiştirmeye başladım. Bazen cidden çocuktan farkı kalmıyordu.

" Ne çekiştiriyorsun be ?! Dursan belki bir şeyler öğreniriz ! "

O beni geri çekmeye çalışırken ben de beklememizin söylediği odaya gitmeye çalışıyordum. " Zaten onlar da askeri sırları ulu orta söyleyecek kadar salaklar değil mi ?! Yürü artık. "

Tutuşumdan kurtulduktan sonra tam karşımızdan aceleci adımlarla gelen bir askerin önüne geçirmişti. " Pardon tam olarak ne olduğunu anlatabilir misiniz ? Merak ediyoruz da. "

Kadın muhtemelen yüksek rütbelilerden biriydi. Arkadan gelen askerlerin Liam 'a doğru geldiğini farkedince onu kendime doğru çekip olduğum yerde dikleştim. Tamam biraz çatlak biraz da boşboğaz olabilirdi ama ona zarar vermelerine izin vermezdim.

" Rütbeniz yeterli olsaydı zaten gerekli bilgilere sahip olurdunuz. Şimdi önümden çekil küçük arkadaşını da çek. "  İlk başta ona bakıyor olsa da sonradan bakışlarını gözlerime çevirmiş bana hitaben konuşmuştu. Kadının ukala tavrı ve bize tepeden bakması sinirimi oldukça  bozmuştu. " Burada sizin yaşadığınızın yarısı kadar yaşasaydık sizden daha yüksek rütbelere gelirdik emin olun. Ancak burada yaşamıyoruz. Ayrıca asıl siz tehditkar olduğunu düşündükleri bir ifadeyle bize bakan askerlerinize söyleyin, önümüzden çekilsinler. "

Arkadaki iki asker bize doğru adım attıklarında oluşturduğum su damlaları birleşip tehditkar birer sarkıta dönüşmüştü. Kaşımı havalandırıp kadının gözlerine baktığımda o da gözlerime bir süre bakmış askerlerine " Yolu açın! " diye emir vermişti.

Liam 'ı kolundan tuttuktan sonra tekrar yürümeye başlamıştım. İkimize kötü bakışlar atıp tam olarak yolumuzdan çekilmemiş olan askerin omzuna çarpmayı da ihmal etmemiştim. Adam öfkeli bir soluğu içine çekse de bir şey yapmamış muhtemelen komutanını takip etmişti.

Liam 'a dönüp sertçe " Bir gün kendini öldürteceksin! Bir rahat dur artık ! " dedim.

O ise geniş bir sırıtışla ve neşeyle parlayan gözleriyle bana bakıyordu. " İçine Carmen kaçmış resmen ! O nasıl laf sokmaydı ! O nasıl bir asaletti ! Artık favorim sensin kardeşim. "

Yüzümdeki ifade dağılırken gülmeye başlamıştım. Liam her zamanki Liam 'dı. Nihayet geniş odaya vardığımızda içeri girmiştik. Yüzümdeki sırıtış içerideki deri koltuklarda oturan ikiliyi görünce dağılmıştı.

KARMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin