*KEYİFLİ OKUMALAR ☘️💚*
Elini tuttuktan sonra ayağa kalkmıştım. Audra da saniyelik tereddüt etse de o da tutup ayağa kalkmıştı. Orada daha fazla durmayıp odama çıkmış ve üstümdekileri değiştirdikten sonra aşağı inmiştim. Hepimiz girişte toplandığımızda kapıyı açıp garaja yönelmiştik. İçeride birbirin aynısı iki araç vardı. Lily Loran ben ve Helios bir arabaya giderken diğerleri de diğer araca yönelmişti.
Loran şoför koltuğuna geçtiğinde ben de yanına oturmak için ön kapıyı açmıştım. " Carmen ben otursam olur mu ? Arkada midem bulanıyor da. "
Kapı kolunu bırakıp geçmesi için çekilsem de yalan söylediğini anlayabiliyordum. Helios 'la yan yana oturmamız için yapmıştı. Kaşımı kaldırınca o da hafifçe omuz silkip yanımdan geçerek arabaya binmişti.
Ben de arka kapıyı açıp koltuğa oturmuştum. Araba hareket edip evin ön bahçesinden çıkarken ben de bakışlarımı cama çevirmiş dışarıyı izliyordum. Loran 'ın önerisiyle Owen Lily ve Liam 'ı bu eve göndermişti ve bu da onların hayatını kurtarmıştı. Loran 'ın öngörüsü bizi çok büyük bir acı daha çekmekten kurtarmıştı.
Sonradan biz de buraya gelmiştik. Hiçbir anım olmadığı için burada biraz daha rahattım aslında. Ama saraya gittiğimizde bunun tam tersini yaşayacağımı biliyordum. Tek isteğim kapıyı açıp arabadan inmek ve eve geri dönmekti. Yine de neden gitmek zorunda olduğumu biliyordum. Kral Augustus ölünce taht boş kalmıştı ve tahtlar da hiçbir zaman boş kalmazdı.
Gözlerim şoför koltuğuna kayınca bir an gözümde Brian canlanmıştı. Tanrım ! Niye bu kadar zordu ki ?! Ölüm gidenden çok geride kalanlar için zordu aslında.
Gözlerime dolan yaşlar akmasın diye sıkıca yummuştum. Soluklarım kendiliğinden hızlanırken bu haftaki dördüncü atağımın eşiğinde olduğumu hissedebiliyordum. Ceplerimi yoklasam da ilaçlarımı evde unuttuğumu biliyordum. Tamamen aklımdan çıkmıştı.
Odaklan Carmen ! Yapamayacağım bir şey değildi. İlaçlara ihtiyaç duymayacak kadar güçlüydüm. Evet yapabilirdim derin bir nefes al yavaşça ver. Sonra da normale dön.
Lanet olsun ! Tabi ki o kadar güçlü değildim ve soluklarımı da titrememi de kontrol edemiyordum.
" Carmen ? "
Helios hızla bana doğru yaklaşıp önce bir su şişesi uzatmıştı. Elinden aldığımda bu sefer elini cebine atıp ilaç kutumu çıkarmış ve içinden bir hap çıkarıp elime vermişti. Hapı suyla beraber içtikten sonra başımı koltuğa yaslamıştım.
Lily endişeyle " İyi misin ?! " diye sorunca onu onaylamıştım. İlaçlar olmasa belki olmazdım ama bir süre sonra ilaç etki edecek ve geçecekti.
Gözlerimi açmasam da tam yanımda olduğunu ve gözlerinin yüzümde dolaştığını hissedebiliyordum. Soluklarım düzene girerken nabzım da yavaşlayıp normalleşmişti.
Gözlerimi açtığımda endişeli koyu kahve gözleriyle karşılaşmıştım. Bakışlarım elindeki ilaç kutusuna kayınca kaşlarım da istemsizce havalanmıştı.
" Unutacağını biliyordum o yüzden gelmeden önce odandan almıştım. "
" Teşekkür ederim. "
Belli belirsiz omuz silktikten sonra bir kez daha bana bakmış bir sorun olmadığını farkedince tekrar cam kenarındaki yerine geçip kemerini bağlamıştı. Ben bile unuturken onun hatırlaması garipti. Ama aynı zamanda çok da güzel bir duyguydu.
Esnedikten sonra başımı cama yaslamıştım. Çok uykum vardı ama uyumak istemiyordum. Çünkü uyursam yine kabus göreceğimi biliyordum. Yine de kendime engel olamamış uykuya dalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMA
FantasyOrmanın içinde uyanan bir kız ... Hafızası silinmiş bir kamp dolusu insan ... Dövmelere göre ayrılmış gruplar ... Savaşın eşiğinde bir ülke ... Carmen Byose, ormanın ortasında uyandırıldığında karşsında kendisine doğrultulmuş bir tüfek namlusu görme...