1.Bölüm

35.1K 995 210
                                    

Yepyeni bir hikaye ile merhabaaaa :)

İYİ OKUMALAR :)

GÜNÜMÜZ

Çaresiz bir şekilde kendisine bakan adamın gözünden akan yaşları gördüğünde kahkaha atmak istedi. Daha fazla bu yüze bakmak istemiyordu. Bakışlarını yavaşça adamın yüzünden çekti. Beyaz gömleğine ve ellerindeki kana dikkat kesildi. Ayrıca az önce kanlı elleriyle yüzünü sıvazladığından adamın sakallarına ve yanaklarına da bulaşmıştı.
Bu çaresizlik ve fazlaca görüş alanına giren kan ile geçirdiği kazayı hatırladı.
Sargılı olan kolunu tutup bakışlarını yere indirdi Dila.
Odanın içinde sadece adamın sesli nefes alışverişini duyuyordu. Konuşması gerekti artık. Bu sessizliği bozması gerekiyordu değil mi?

"Geçenlerde bir film izledim. Kadının umutsuz aşkı adamın kalbine dokunamamıştı bile. Çok kızdım kadına..." Dila, elindeki silahı geniş dikdörtgen masanın üzerine bıraktı.
"Neden insan kendisini sevmeyen biri için çaba harcardı ki? Kadın ne olursa olsun adamın dikkatini çekmeye çalışmıştı. Bu yüzden çok kızdım ona."
Dila'nın sakin çıkan ses tonu adamın yüreğine bıçak gibi saplanıyordu aslında.

"Ta ki kalbim seni tanıyana kadar." Dila'nın aşkı da umutsuzdu ve bu adamın kalbine dokunamamıştı. Oturduğu deri koltuktan kalktığı sırada haftalar önce aynı oturduğu koltukta yaşadığı haz dolu dakikalarını hatırladı. Karşısında dizlerinin üzerine çökmüş olan adamın, haftalar önce bedeninde yarattığı duyguları hatırladı.

"Hoşça kal Vedat Günay." Dila, sızlayan kalbiyle birlikte sarılı kolunu tutup odadan çıkarken arkasına bakmadı. Ne adamdan bir cevap gelmişti ne de gitmemesi için bir hamle...



6 AY ÖNCESİ


Elindeki makineyi geri masaya koyup makyaj aynasından kendisini izleyen Zühal'e endişeli bir şekilde baktı. Gizli saklı iş yapmaktan nefret ediyordu ama arkadaşına söz vermişti bir kere.

"Kenan amcam o çocukla görüşmeni istemiyor zaten. Yani bence boşver...ne yapıyorsa yapsın." Dila, başlığı yumuşak pofuduk tüylerle çevrili olan sandalyesinin kollarından tutup arkadaşının önünde eğildi.
Zühal, ela ve kahve karışımı gözlerini buğulandırmıştı bile.

"Bu broşürü benden gizledi Dila. Madem sevgilisiyim neden bu davet midir parti midir ne olduğu belli olmayan şeye beni çağırmadı? Ya beni aldatıyorsa! Tamam ilişkimiz belki çok ciddi değil ama biliyorsun ona olan hislerimi." Upuzun düzleştirdikleri saçlarını geriye doğru attı Zühal. Önüne düşüp durmasına uyuz olmuştu.

"Ver bakalım şu broşürü." Dila elini uzatıp masanın en ucunda duran kağıt parçasını istedi. Saçma etkinliğin değişik kuralları vardı diye hatırlıyordu. Emin olmak için bakması lazımdı son kez.

"Al bakalım." Zühal arkadaşının eline broşürü bırakıp makyaj masasının aynasından kendisine baktı. Hafif bir makyaj yapmak istiyordu dikkat çekmemek için. Zühal'in gözü karşı masada duran kırmızı güle takıldı.

"Yine mi geldi gül?"

Dila istemsizce tekli güllerin olduğu yere baktı. Birkaçı kurumuştu bile. Gizli bir hayranı vardı. Babası her seferinde kırmızı gül yollayıp duruyordu. Annesinin petunya sevgisinden alışık olduğu bir durumdu bu. Tek sorun ise Dila'nın kırmızı gül sevmemesiydi. Sevgililer gününde babası annesine gül alırken kendisine almıştı ve o günden sonra her ay bir iki kere kendisine gül bırakıyordu babası. İsimsiz geliyor olması kafasını kurcalıyordu aslında. Kafasını sallayıp broşüre çevirdi.

Efsunkâr (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin