Bölüm Şarkısı; Nova Norda-Çıktım Bir Yola
"Çıktım bi' yola
Aynaya doğru her şey tamam
Rüzgar arkamda yelkenler fora
Bilinmeyene dönük hep pusulam!"
**
Tak Tak Tak!
Tak Tak Tak!
Tak Tak Tak!
Boynuma kadar örttüğüm yorganı sanki yer varmış gibi biraz daha çekiştirdim. Mimarlık okuyan oda arkadaşım yine saçma sapan projelerinden birini sabahın köründe yapıp beni uyutmamaya kararlıydı sanırım. Biraz daha sabredebilmek için kendimle savaşsam da başarılı olamadım.
Sonunda dayanamayarak yataktan fırlayıp darmadağınık saçlarımı yüzümden çektim. Çalışma masasında oturan kıza bakıp yüzüme yapmacık bir gülümseme kondurdum. "Canım biraz sessiz olur musun uyuyorum da!" Kız yurdunda hayatta kalmanın bir numaralı kuralı; herkese canım cicim kuzum gibi samimiyetsiz hitaplarda bulun! Ha tabii hiç bu toplara girmeyen kızlar var. Direkt saç baş kavgayla çözüyorlar işlerini. Ama ben terazi burcuyum bir kere herkesin dostuyum ve hayatta kavga edemem! Ayrıca ufak tefek fiziğimle buradan canlı çıkabilmek için şirin kız tiplemesine girmem şarttı maalesef."Saat çoktan 10 oldu canım. Üzgünüm projemi yetiştirmeliyim." Oda arkadaşım da aynen benim ona baktığım samimiyetsiz gülüşle sırıttığında uyanmaktan başka çarem olmadığını fark ettim. Aptal kız saat 10'un geç olduğunu düşünüyordu ama benim için Pazar günü on gayet de sabahın körü oluyordu işte! Yine de hem ona laf anlatmak zor geldiği için hem de öğleden sonra bir randevum olması sebebiyle isteksiz bir şekilde banyoya doğru yürüdüm.
İsmim Eylem 22 yaşındayım yaklaşık iki yıldır fizik bölümünde 3.sınıfım. Evet asla mezun olamayacağım çünkü canım hocalarımın sınavlarını Newton, Hawking ve Einstein birleşse çözemez, öyle bir zorluk! Ha tabii bir de ben ders çalışmaktan nefret ediyorum evet bu da bir neden olabilir. Aslında fizik bölümünü çok isteyerek yazdım hatta ailem Türkiye'de fizik okursam işsiz kalacağımı savunarak beni eczacılık, hemşirelik falan okumaya ikna etmek için çalıştı uzun süre ama ben 18 yılda bir ortaya çıkan idealistliğimle "Hayır ben fizik okuyacağım!" diye tutturunca çok da umursamadılar. Zaten bilgisayar mühendisliği okuyan abim onları yeterince gururlandırmıştı, benim ne yaptığım çok da önemli değildi.
Her neyse pek belli etmesem de fiziği çok seviyorum aslında. Hatta yıllardır sınıfta kalmama rağmen fiziğim iyidir de ama optik dersi profesörümüz İbrahim Bey günümüz fiziğinin ve optik biliminin kurucusu sayılan ünlü Türk bilim insanı Alp Han Çare isimli yıllar yıllar önce yaşamız atamıza inanılmaz takık olduğu için optik dersinden bir türlü geçemiyorum.
Kendisi Alp Han Çare'nin teoremlerini çözemediğim sürece beni dersten geçirmeyeceğini söylüyor ve bilin bakalım kim Alp Han Çarenin sadece kafayı yemiş yaşlı bir kaçık olduğunu düşünüyor? Evet, ben. Ondan ve teorilerinden nefret ediyorum. Zaten bizim bölümün laneti gibi bir şey bu, sadece optik dersi yüzünden okul değiştiren ya da direkt okulu bırakan o kadar çok kişi var ki!
Muhtemel sonumun onlardan biri gibi olacağını düşünüp banyoda kendi kendime ağlıyor bir yanda da aynada ağlarken nasıl gözüktüğüme bakmaya çalışıyordum o sırada kapı çaldı. "Eylem ne zaman çıkacaksın tuvalete girmem lazım." Hah bu da diğer oda arkadaşım Nilay. Tıp okuyor kendisi. Günlük on beş saat ders çalıştığı için pek görmeyiz onu ama iyi kızdır bazen bana uzun motivasyon konuşmaları yapar. Onu dinlediğimde bir süre gaza gelip ders çalışırım tabii nasıl oluyorsa her çalışmanın sonunda kendimi optik kitabındaki Alp Han Çare resimlerine makyaj yaparken buluyorum, kendisine mor simli far son derece yakışıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynanın Diğer Tarafındakiler
Historical FictionÜniversite öğrencisi Eylem; bol bol gezmeyi, kahkahalarla gülmeyi ve kelebekleri fazlasıyla severken, kitaplardan, yalnızlıktan ve ciddi olan her konudan nefret ederdi. Tarih bölümü öğrencisi olan erkek arkadaşının ısrarıyla bir 17.yüzyıl hükümdarın...