50☇TİŞÖRT

28 3 0
                                    

Sahiden de iyi geceler geçmemişti. Sürekli düşünmekten kafayı sıyıracak raddeye gelmiştim. Bana alelade şekilde bana söylemiş, devamını da getirmemişti. Haklı olarak. Çünkü fazlaca yorgundu ve bu konuyu enine boyuna konuşacağımız için fazlaca zaman geçeceğini biliyordum. Zaten Coetus'ta bu yüzden ortaya bombayı atıp kendini getiren çekmişti.

İçeriye girdiğimde annemlerin filmi bitmiş, ortalığı toparladıklarını görmüştüm. Onlara bende film izleyeceğim dediğim için bana müsaade etmiş, uyuya kalma, yatağına git diye de tembihlemişti. Ama ben odama gidemezdim, zaten Coetus odamda kaldığı için içeriyi girmiştim ama annemlerin bundan haberi yok. Zaten film de çok geç bittiği için annemler o zamana kadar uyurlardı ve içeriye gelip beni kontrol edeceklerini zannetmiyordum.

Film de izlemeyecektim, düşünmek için sadece bahaneydi. Hem annemlere film izleyeceğim dediğim için mecbur açmıştım. Rastgele kaydettiğim filmlerden birini açtım. Filmin süresi kadar da televizyonda kapanma süresini ayarlamıştım. Yani film bittiği zaman televizyonda otomatik kapanacaktı. Düşünmekten kendim uyuyakalırdım falan sabaha kadar açık kalırdı.

Annem koltuğun kenarına süs diye koyduğu televizyon battaniyesini üzerime örtmek için aldım. Aslında yaz geceleri çok sıcak oluyordu ama ola ki üşürsem üzerime örterdim.

Annemde mutfaktaki işlerini bitirmiş, yatak odasına gitmesiyle televizyon sesi dışında ev sessizliğe bürünmüştü ve ben büyük bir rahatlama yaşamıştım. Çünkü her an yakalanacağız diye tedirgin oluyordum. Tamam Coetus görünmüyordu ama demişti ki etkimden gözüküyor. Yani annem odama girse yorganın tümsekli şekilde durduğunu görürdü. Ya da etkisi olursa o da görünmez olur demişti, acaba Coetus yatağıma yatak yatmaz yatağım görünmez mi olmuştu ki? Bunu teyit de edemiyorduk ki. Çünkü bende Coetus'u gördüğüm için bir şey fark etmiyordu.

Bana kalsa bu cidden kötü bir şeydi. Görünmezsin ama tam değil. Bu yüzden yine dikkatli olmak gerekiyordu. Gerçi Coetus baştan beri tedirgin ve hesabını yaptığı için zorlanacağını zannetmiyordum.

Bu gece yaşadıklarımızdan, Coetus'un babasından, ölü beden olduğunu itiraf etmesinden tüm konuları kafamda geçirirken televizyon sesini duymuyordum bile. Sadece televizyon ışığını sürekli değişmesiyle yüzüme vurduğunu görüyordum. Böyle düşünürken ise çoktan uykuya kendimi teslim etmiştim.

Sabah ise annemin tıkırtı seslerine uyanmıştım. Annem kalktığına ve işe gideceğine göre saat yedi buçuk civarıydı. Uyku sersemi sesimle sesten rahatsız olduğum için küçük homurtuyla homurtuyla elimle gözlerimle kaşırken oturur vaziyete gelmiştim. Annem benim sesimi duymasıyla oldukça irkilmişti. Hatta benden bir an korktuğunu, aklına direkt hırsız olasılığını geldiğinin yüzündeki korkudan anlamıştım.

Annem sabah kahvaltısı hazırlamak için mutfağa geçiyordu ve oturma odasından geçmek zorundaydı. Kapının olduğu yer koltuğun sırtı geldiği için benim koltuk da olduğumu tabii ki fark edememişti.

"Cankut?" dedi soru sorar gibi. "Senin ne işin var, yoksa burada mı uyudun?" derken emin olmak için bana yaklaştı ve ayağım ucuna geldiğinde beni boydan boya baktı. Burada aoldugumu tahmin etmediğine göre odamdan geçmemişti. Bu ayrıntı hemen beni rahatlattı. Çünkü odamda Coetus vardı. "İnanamıyorum Cankut! Nasıl burada uyursun."

"Ne bileyim anne? Filmi izlerken dalmışım." dedim hemen savunurken.

"Eh oğlum! Madem uykun var yorgunsun ne diye film izleyeceğim dedin. Burada da rahat etmemişsindir, dinlenememişsindir. Deseydin bana seni uyandırırdım. Hem televizyon sesini de mi duymadın, nasıl kapandı bu?" dedi televizyonu kast ederek.

Ölü BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin