39☇HAP

35 17 0
                                    

Şu anda yeniden yakalandığımız için pratik çözümler üretmek istesem de kapının ardındaki annemin gür sesi buna engel oluyordu.

"Cankut! Ses versene oğlum!" dedi annem telaşla. Odadan ses çıkmadığı için annemin aklına kötü şeyler geldiğine emindim.

Bu oda cidden lanetliydi. Bu oda da Coetus'la tek ikimiz kaldığımız zaman illa başımıza basılma gibi bir durum yaşıyorduk. İlki Ethem'le olanıyken şimdi ise annemiydi. Cidden bu oda bizi yalnız bırakmama andı etmiş gibiydi.

Kafamda bir türlü ne yapacağımı toparlayamadığım için belki bir fikir sahibi olurum diye ona baktığımdan telaşı yoktu. Ne cevap ver, ne de cevap verme gibi bir şey yoktu, sadece nötr gibi duruyordu. Bu bana hiç yardımcı olmuyordu. Sadece bu duruma düştüğümüz için suratı rahatsız ve eminim içinden şu duruma saydırıyordu. Öyle bir tipi vardı.

Coetus'un benim kadar telaş yapmamasının sebebi ben dışında herkese görünmez olarak gözükeceğini bildiği içindi. Bu durumda bende telaş yapmamam gerekirdi fakat karşımda Coetus varken annemle konuşmak garip hissettirirdi. En iyisi annemle muhabbeti kısa tutarak odadan dışarıya çıkmasını sağlamak. Ama annem zaten benimle ilaç konusunu ve daha bilmediğim konular üzerinde konuşmak için gelmişti. Bunu karşı komşumuza yemek götürmeden önce zaten söylemişti.

Annem tekrar kapıyı tıklattığı ve başka çıkış yolu olmadığı için seslice ofladıktan sonra anneme yanıt verdim.

"Efendim anne." dedim sesim ne var der gibi. Kapıyı açmadığım sürece başımdan gitmeyeceğini bildiğim için kapının kilidini açmaya gittim.

"Niye ses vermiyorsun?" diye beni azarladı. Anlaşılan şimdi Coetus'un karşısında daha çok rezil olacaktım. Çünkü annem azarlayıcı konuşacağı belliydi.

Anneme cevap vermeden önce kilidi açıp kapımı tamamen araladım. Coetus'ta bunu yapacağımı anladığı için kendini duvara gidip ayakta yaslandı.

"Ses verdim ya anne." dedim hiçbir şey belli etmeyerek sanki odanın içinde Coetus yokmuş gibi. "Asıl sen niye bu kadar alacaklı gibi kapımdasın?"

Annem kaşlarını çatıp bu davranaşımın amacını çözmek için boydan boya bana baktı. Annem daha fazla şüphelenmemesi için gidip yatağımı oturdum. Aslında bu davranışlarım boşunaydı, Coetus'un odamda olduğunu anneme söylesem bile bana inanmazdı. Çünkü onu benden başka kimse göremiyordu. Birde başımıza Corvus çıkmıştı, o da görebiliyordu.

"Komşuya yemek vermeden önce seninle konuşacağımızı söylemiştim Cankut." dedi annem. "Asıl sen niye odanın kapısını kilitledin?"

Ne bahane üretecektim şimdi? Ne dersem kanardı?

"Hiç, öylesine." dedim sesimin titremesine engel olarak. "Üzerimi falan çıkaracaktım."

"Daha şimdi mi?" derken şüpheli sormuştu. "Sonuçta eve geleli bayağı oldu."

"Yorgun olduğum için biraz dinlendim, şimdi değiştirecektim." Aslında hiç böyle huylarım yoktu. Kıyafetimi değiştirmek on saniyemi bile almazdı. Bu yüzden sırf on saniyelik için kapımı kilitlemez, üşenirdim. Bu da annemi sorgulama dürtüsü geldiğine emindim.

Annem daha fazla üzerime gelmemek için kabullendi. "İyi bakalım, öyle olsun."

Ben yatağımda otururken Coetus ise kıpırtısız şekilde dikkatle annemi izliyor, ne yapacağına bakıyordu. Coetus'un ilk defa annemi gördüğünü biliyordum. Belki de bu yüzden bakıyordu.

Ölü BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin