28☇YAKALANMAK

82 22 0
                                    

Aramızda sessizlik anlaşması yapılmış gibi susmuştuk. Doktor birkaç dakika boyunca ne söyleyeceğini bilemez ifadeyle sıkıntıyla yerinde duruyordu. Dediklerimle oldukça açıkça ifade ettiğimi düşünüyordum. Benim problemim buydu işte ve dile getirebilmiştim. Coetus'un olmadığına inanıyordum ama onun yanında olduğum zaman hemen fikrimden cayıyordum.

Artık bu problem, sıkıntı... Ne denilmek istenirse.

Doktor da artık konuşması gerektiğini anladığı için boğaz temizlemeden hemen sonra söze başladı. Daha çok bana umut vaat etmek, moralimin yüksek olması için konuşmaydı. "Ben sana inanıyorum Cankut. Bu süreçte beraberiz ve beraber halledeceğiz." derken gözlerindeki kararlılık keşke bende de olmasını diledim. Ben baştan kendime inanmıyordum, doktor nasıl bu potansiyeli benden görüpte böyle bir düşünceye sahipti inan bilmiyordum.

"Sizdeki inanç keşke bende de olsa." diye doktorun duyamayacağı şekilde kendi kendime söylendim. Doktorun dediklerimi anlamadığı ifade belirince bir şey yok der gibi kafamı sağa sola salladım. Yüzüme sahte gülümseme kondurdum.

"Nasıl yaparsın bilmiyorum ama kendine motive edecek bir şeyler bul." diye kendince son noktasını koydu. "Bugünkü seansımız bitmiştir. Bir dahaki seansta görüşmek üzere. Ha unutmadan günlük işini unutmadın, değil mi? Yazıyor musun?" diyerek bana uzattığı notla seansımızın bittiğini anladım.

Notu elime aldığımda üzerinde bir daha seferki görüşmemizin saati ve günü yazdığını bildiğimden hiç merak etmeden tek elimle katlayıp cebime koydum. Açıkçası haftaya hangi gün geleceğimi de merak etmiyordum. Nasıl olsa doktor anneme bugün yapılan şeyleri haberdar ettiğinden gününü de söylerdi.

Sorusunu cevapladım. "Yani... Başladım diyebilirim." dedikten sonra doktor kafasını anladığını belirtir gibi kafasını salladı.

Daha fazla konuşulacak bir şey olmadığı için görüşürüz anlamında kafamı eğip selam vererek odadan dışarıya çıktım. Odaya girerkenle çıktığım anki duygularım arasında fark vardı. Odaya girerken aklımda binlerce şeyler dışarıya çıkmak için can atarken şu an aklım fazlasıyla boş gibiydi. İçimdekileri birilerine anlatmak beni rahatlatıyordu. Bu zamana kadar ihtiyacım olan tek şey bu olduğunu daha yeni yeni fark ediyordum. Anlattıkça sanki iyileşmem içinde adım adım yaklaştığımı hissediyordum. Umarım ki düşündüğüm gibi olurdu.

Bu seansın gördüğüm diğer yararlı yanı ise anlattıkça kafamda takılan bazı şeylerin açığa kavuşmasıydı. Mesela bugün Coetus'un görevi hakkında konuştuğumuz zaman aklıma gelen detayla bazı şeyleri oturtabilmiştim. Daha doğrusu kördüğüm olan ipin ucunu bulduğum için gerisi kolaylıkla sökülmüştü. İşte bu benim için avantajdı ve anladığım şey ise yaşadıklarını sesli dile getirdiğin zaman detaylar aklıma geliyordu.

Ben kafamın içinde bunları düşünürken ayağımın bir yere takılmasıyla olduğum yerde sarsıldım ve hemen ayağımı öne koyarak dengemi kurmaya çalıştım. Odadan dışarıya baktığımda koridor boş olduğu ve takılabileceğim bekleme koltuklarından başka bir şey olmadığı için şaşırdım açıkçası. Bu yüzden takıldığım şeyin kaynağını görmek için arkamı çevirmemle koltuklarda oturan bir kızla karşılaşmam bir oldu.

Hala kaynağını göremediğim için yere çevirirken kızın ayaklarını gördüm. Takılmamın kaynağını görmüştüm. Kızın ayağına takılmıştım. Koridorda kafamda bazı şeyleri düşündüğüm için dalgınca yürüdüğümden benim suçumun olduğunu anladım. Çünkü kızın ayağını görüp diğer tarafa geçebilirken fark etmediğim için başıma gelmişti. Açıkçası kızda benim dalgın olduğumu fark edince ayağını çekebilirdi fakat elinde tuttuğu telefonla onunda dalgın olduğu belli oluyordu.

Ölü BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin