24☇İNKAR

94 26 0
                                    

Annem şok olmuş şekilde bana bakarken transa girmiş gibi duruyordu. Cidden şimdi kadını kalp krizinden gidecek diye korkmuş, kendine gelebilmesi için annemin omzunu tutup sarstım. Bu aralar çok düşüncesiz davranıyordum, ne sonuçlarını getireceğini bilmeden.

"Ne?" diye kulaklarımın pasını alacak güçte bağırdı annem. "Cankut sen ne dediğinin farkında mısın? Şaka yapıyorsan eğer bunun şakası olmaz. Ağzından çıkanları kulakların duyuyor mu senin?"


"Anne ne dediğimin farkındayım ve şaka yapmıyorum. Keşke şaka olsaydı." dedim son dediğimi içten bir şekilde dile getirirken. "Gözlerimle gördüm ama daha sonra çok garip bir şey oldu."

"Cankut, annem. Nasıl oldu bu? Nasıl bir yerlerde gezdinde oldu, gördün." Annem kafasını geriye atıp yukarıya doğru baktı. "Allah'ım bu da mı başımıza gelecekti bizim." diye dert yandı.

"Bilmiyorum anne. Gözlerimle gördüm işte. Önümde oldu. Bende ne olduğunu anlamadım. Birden bire gerçekleşti işte."

"Peki polis, ambulans çağırdın mı ne yaptın? Belki yaşıyordur, kurtarabiliriz. Bizim ekibi oraya yönlendireyim ben. Kurtarma şansımız vardır belki." diye hızlıca, nefes almadan tek solukta söyledi annem.

Annem artık endişeden ne yapacağını bilemediği için ayağa kalkıp önümde ileriye geriye gidip gelirken bir yandan da stresten parmaklarını kemiriyordu. Bende annemi gözlerimle takip ettiğim için gözlerim yorulmuş, başımı döndürmüştüm.

"Anne biraz sakin olabilir misin?"

Annem anında cevap verdi. "Nasıl sakin olayım oğlum? Asıl sen niye bu kadar sakinsin?" Ses tonu sanki iğneleyici gibi gelmişti. Sanki benden şüpheleniyor gibiydi. Ben yapmışım gibi.

"Anne sakin olmamın sebebi senin ima ettiğin şey değil. Dediklerini düşünmediğimi zannediyorsun. Polisi de ambulansı da aramak istemediğimi zannediyorsun. Bende bunları düşündüm. Çok düşündüm ama geldiklerinde hiçbir şeyle karşılaşmayacaklardı." Çok karışık anlattığımı biliyordum. Bu yüzden annem karman çorman olmuş yüz ifadesini görünce devam ettim. "Biliyorsun, son zamanlarda ben iyi değilim. Olmayan şeyleri gördüğümü iddia ediyorsunuz. Bende belkide bunun parçası olduğunu düşündüm. Geldiklerinde hiçbir şey göremeyip beni deli zannedeceklerini düşündüm. Ki öyle de olacağına eminim."

"Cankut, annem." diye şefkatle yaklaşıp yanıma oturdu ve elini yanağıma yerleştirdi. "Ne oldu? Neler gördün? Hadi anlat bana."

Dün Coetus'un evine gittiğimi söylemeden bir çocukla eski deponun oraya gittiğimi, sonradan Coetus geldiğini ve onu öldürdüğünü söyledim.

"...Coetus o çocuğu öldürdükten sonra hiçbir kan akmadı. Sadece bedeninden göz alıcı bir ışıltı çıktı ve bedeni tozlaşmaya başladı. Tozla beraber dumanda çıktı ve yukarı doğru çıkmaya başladı. Eski yerine baktığımda ise hiçbir şey yoktu. Sanki bunlar hiç yaşanmamış gibi."

Annemin suratına baktığımda bana garip bakıyordu ve pek inandırıcı gelmemişti. Daha doğrusu yine benim kuruntum olduğu zannettiğine adım gibi emindim. "Hikaye mi anlatıyorsun Cankut? Yine şu... Kızda mı vardı?"

Demekten çekiniyordum. Benim kuruntum olan kız olarak biliyordular ama halbuki o kadar gerçekti ki. "Evet." dediğime inanmayacağını bildiğim için hemen kanıtlama içgüdüsüyle öne atıldım. "Ama anne her şey gerçekti. Olay yaşandı. Hatta bıçağı saplamadan önce polisi arayalım dedim."

Ölü BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin