9☇GİZLİ ODA

145 59 0
                                    

●

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gizli işler çevirmede berbatım. Hayır, gizli bir iş yapacaksam illa ki bir pürüzlük çıkıyor, elime, yüzüme bulaştırıyordum. Tam anlamıyla bu işlerde beceriksizdim.

"Aaah!" Acı dolu iniltim bu dar koridorda yankılanmıştı. Hatta Coetus'un sahte öksürmesinde anlık arkama dönüp baktığımda beni bu işe pişman edecek gibi duruyordu ama acılı ifadem yüzünün yumuşamasına neden olmuştu.

Yaptığım gizli saklı işi ve Coetus'un bana kızmasını önemsemeden hâlâ raf kapının arasında kalmış ayağıma baktım. Ayak bileğimi acısı biraz olsun dinmesi için ovalamaya başlarken Coetus'da hemen yanıma çöküp ayak bileğime bakmaya başladı.

Acı dolu sesimi gizleme gereği duymadan Coetus'a "Zevk mi alıyorsun?" diye sordum. Coetus'un merhametli olacağı aklıma bile gelmezdi ama gözlerini ayak bileğime dikmiş, gözleriyle yardım edebilirmiş gibi dik dik bakıyordu. Ona ithafen konuştuğumda ise irkilmişti.

Tabi ki ne dediğimi anlamamıştı. "Ne?"

"Diyorum ki benim acı çekmem sana zevk mi veriyor?" Yüzümü buruşturup koridorun duvarına sırtımı yasladım. "Bir çeşit sadist misin?"

Aklı hâlâ toparlayamamış olmalı ki alık alık suratıma bakıyordu. Bu ifadesi yüzüme tatlı gözükmüştü. "A-anlamıyorum?"

"Coetus..." Acımı azaltmaya çalışır gibi derin bir nefes verdim. "Diyorum ki şu lanet kapıyı itiklesen de arada sıkışmış ayağımı çeksem. Malum şuan acı çekmemin sebebi o."

Cümlem bu sefer direkt beynine gitmiş olmalı ki bu sefer şıp diye anladı. "Ah! Pardon. Hallediyorum şimdi."

Bu sefer ayağa kapıyı açmak için ayaklandı ve çok fazla gözlem yapamadığımdan görmediğim raf kapının hemen yanında koyu kahverenginde olan düğmeye bastı. Bu sefer kapı açıldı ve zaman kaybetmeden ayağımı çektim. Benim ayağımı çektiğimi gören Coetus, aceleyle aynı düğmeye basıp bu sefer kapanmasını sağladı.

Ayağımı kurtarmamla rahat bir nefes verdim. Bir an ayağım sırf bu yüzden kesilecek diye korkmadım değil. "Sağ ol."

"İyi misin?" Coetus çömelip ayak bileğime baktı ama gözde görünür bir şey yoktu. İnşallah numara yapıyorum diye eski acımasızlığına dönmezdi?

"Daha iyiyim."

Etrafa göz atma fırsatım şimdi olmuştu. Dar bir koridordaydık ama koridor o kadar uzun değil, ileride odaya benzeyen bir yer vardı. Ve bu dar koridoru aydınlatan tek şey ilerideki odadan gelen ışık huzmesiydi.

Benim etrafı inceliyor olmam dikkatini çekmiş olmalı ki yavaş yavaş olanlar beynine yükleniyor, Coetus'un şefkatli yüz ifadesi sakince gidiyor ve yerine kızgın surat ifadesi geldi. Acaba canım acıyor diye yalandan duygu sömürüsü mü yapsaydım?

Ölü BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin