35☇KAFES

54 16 0
                                    

●

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eve varana kadar aklımda bin bir türlü düşüncelerle vardım.

Babamın beni konuşmak için eve çağırması hiçte hayra alamet değildi. Normalde böyle bir şey yapmaz, arkadaşlarımla oturuyorum diye söylediğim zaman 'tamam oğlum' diyerek kalmama müsade ederdi. Fakat şimdi durum farklıydı. Ben öyle der demez eve gel demiş, sıkı bir konuşma beni bekliyor der gibiydi. Acaba yine hangi söylediğim yalanı öğrenmişlerdi? Artık söylediğim yalanlar diz boyunu geçiyordu ve elbet bir yerden sonra patlak verirdi, o an ne zaman olacak hiç bilmiyordum.


Bunun tek cevabı babamın ta kendisi olduğu için sorunun ne olduğunu ondan öğrenecektim. Birde bunun yanı sıra Coetus'un sır perdesi vardı. Aslında evi toparladıktan sonra bu konuyu konuşarak sır perdesini aralamayı düşünsemde evdeki hesap çarşıya uymaz diyerekten buna babam engel olmuştu. Ama konuyu çok uzatmadan muhakkak yarın ne yapıp edip konuşacaktım. Çünkü ortada insanımsı yaratık vardı ve o kadar kusursuzdu ki hiçbir şey anlamıyordum. Mesela karga halindeyken sıradan bir kargayken insan formatında ise eli yüzü düzgün bir insandı. Cidden olay ilginçleşmeye başlıyordu, artık kendimi fantastik bir filmin ya da kitabın içinde olduğumu düşünmeye başlamıştım. Çünkü bunlar normal dünyaya göre çok aykırı şeylerdi ve bu aykırılık ne zamana kadar görünmez olabilecekti?

Coetus'un evi, benim evime yürüme mesafesinde olsada yine de uzun sürüyordu. Yirmi dört dakika sonunda anca evime varmış, daha fazla anne ve babamı bekletmemek için hızlıca banyoda elimi, yüzümü yıkadığım gibi oturma odasına girmiştim bile ve beni şaşırtmayan görüntüyle karşılaşmıştım. Annem ve babam koltukta ciddi oturarak benim gelmemi bekledikleri çok belli oluyordu. Tabii beni beklerken bazı şeyleri düşünüyor gibi izlenimleri de vardı.

Bu dediklerimi destek olarak oturma odasına girdiğimi fark etmeyen aileme ben seslenmeden beni görmeyeceklerini anladım. Bu yüzden en iyisi ilk benim laf atmamdı. "Ben geldim."

Annem karşıya diktiği bakışları beni bulurken hemen ayağa kalktığı gibi bana sarılırken cevap verdi. "Hoş geldin oğlum. Nerede kaldın?" diye merakla sordu annem. Sarılmasını yadırgamamıştım. Çünkü annem genelde evden giderken ya da eve gelirken bana her zaman sarılırdı. Bundan bahsetmiştim, mesleğinin gereği kıymet bilmeyi çok iyi biliyordu.

Annemle sarılmamızı ayırırken babam oturduğu yerden kafa selamı vermesiyle bende karşılık verdim. "Hoş geldin oğlum."

"Hoş bulduk." derken ben ve annemde koltuğa oturmuş, benimle konuşacakları konuyu bekliyordum. "Ee, benimle ne konuşmak istiyordunuz?"

Annem koltukta geriye yaslanıp kollarını göğsünde bağlayarak o konuşmayacağını belli etmişti. Geriye tek babam kaldığı için bu sefer babama dikkatle ağzından çıkacak laflara baktım.

Ölü BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin