26☇OLAY

80 26 0
                                    

1

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1. KISIM

Gitmek fiili ne kadar basitti. Her şeyi arkanda bırakıp gitmek. Herkes gidebilirdi. Bunu herkes yapabilirdi ama bir o kadar da zor eylemdi. Ya yaşanmış şeyleri arkanda bırakmak. Bunlardan da gitmek kolay mıydı?

Hayır. Bana göre kolay değildi. Gidecek olan ben olmasam bile karşımdaki insanın bende az da olsa izler bırakıp gitmesi beni üzerdi. Bu hayali bir arkadaş olsa bile.

Coetus'u artık o kadar benimsemiştim ki yanımda bilmiyorum ama giderse kendimi tuhaf hissederdim. Evet, yeri geldi b gizemli konuşarak beni merakta bıraktı, yeri geldi olağanüstü şeyler yaparak akla mantığa uymayacak şeyler oldu. Ama bunlar gitmesini istediğim şeyler değildi. Her zaman kötü tarafından bakıyordum. Beni deli zannettiklerini, benim gördüğümü görememeleri... İyi yanı ise hayatıma bir macera katmasıydı. Düşününce iyi yanı bir tek bu vardı ve sayılır mı bilmem ama hayali de olsa Coetus'la tanışmak.

İşte Coetus bunları hiçe sayarak sözsüz olarak gideceğini belli etmişti. O soruyu sorduğumda sessiz kalarak gideceğini anladım. Coetus'ta salak değildi, o da benim anladığımı anlamıştı ama ben hiçbir yorumda bulunmadım. Neden gideceğini, ne kadar süreliğine gideceğini... Bunları sormak içimden gelmemişti. Sonuçta gidecek miydi? Gidecekti. Nokta, daha fazla sormaya gerek yoktu. İçimden bunları tabi sormak istiyordum ama içimde bir ses de kurcalamayı bırak diyordu. Bende o iç sesime uydum.

Ama bana kalsa bir daha geri gelmemek üzere gidecekti. Eğer geri gelmek şartıyla gitseydi bunu belirtirdi. Hiçbir şey demediğine göre geri gelmeyecekti.

Bu öğrendiğim bilgiden sonra yapacağım şey Coetus'la bir daha gidene kadar görüşmemek. Bunun sebebi daha fazla yaşanmışlıklar olmaması için. Ya da gidene kadar olan tüm süremi Coetus'la kaliteli zaman geçirerek ayırmak olacak. Bu hayali arkadaş olsa bile.

Benim temennim ilk dediğimden yanaydı. Çünkü onunla görüşmezsem unutması kolay olur ve de kendimi daha iyi buna alıştırırdım. Diğer dediğimi yapacak olursam onunla vedalaşmak bir o kadar da zorlaşırdı. Bu yüzden en iyi seçenek birincisiydi. Bende bunu uygulamakta kararlıydım. Evet, kesinlikle bu kararımı sonuna kadar götürecek, onunla görüşmeyecektim. Bu sağlığım için de en iyi olanıydı. Ailem benim için çabalıyordu ve verdiğim bu kararla da destekliyordu.

Kendime not; Coetus'la görüşülmeyecek. Umarım.

Cankut'un bu değişik ruh hali çıkması herkesi etkilemişti. Normalde fazla düşünmeyen kişiler şimdi sırf Cankut'un yaşadıkları şeyden sonra çok düşünür olmuşlardı. Zira düşünmekten para kazanılsa milyarder olurlardı.

Rana, Ethem, Cankut'un anne ve babası. En çok derinden etkilenen bunlar olmuştu. Cankut bu depresif hallerini fark etmemeleri için onun yanında her şey normal, mutluymuş gibi davranıyordu. Halbuki tam tersi içlerinden 'acaba bunun altından yine ne çıkacak?' diye şüpheyle yaklaşıyordular.

Ölü BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin