40☇TEHLİKE

48 20 0
                                    

●

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pazar gününe gözlerimi açtığımda odama kadar gelen patates kızartması kokusu her yerdeydi. Pazar günleri babam mümkünse taksiye çıkmaz, başka arkadaşı çıkardı. Eğer arkadaşlarıda babamın yerine geçmek için müsait değilse mecbur babam çıkıyordu ama seslere bakılırsa babamın yerine işi üstlenen arkadaşı vardı. Bunun sebebi ise pazar günleri hep birlikte vakit geçirmek istediğindendi. Annem ise işini kendi kafasına göre ayarlayamazdı, eğer denk gelirse gelirdi. Dün annem nöbete kaldığı için bugün izinliydi. Zaten evde olduğunu kızartma kokusundan anlayabiliyorduk. Eğer vakti genişse, işe gitmeyecekse uzun uzun mutfakta kalarak kahvaltılıklarla uğraşırdı ama yemekten sonra işe gitmesi gerekiyorsa daha çok pratik kahvaltı hazırlardı.

Her hafta olmasada ayda en az iki kere denk gelerek annemin sayesinde mükemmel kahvaltıyla günümüz aydınlanıyordu. Bugünde o güne denk geldiği ve seslere bakılırsa annemle babam uyandığı için daha fazla yatakta oyalanmadan kalktım. Normalde uyanır uyanmaz yatakta en az on beş dakika kalıp uykumun açılmasını beklerdim ama şimdi sırası değildi.

Hemen banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra pijamalarımdan kurtulup günlük kıyafetlerimden birini giydim. Giyer giymez mutfağa doğru yol alırken mutfağa yaklaştıkça koku yoğunluğunun arttığını da fark ettim. Eğer evi bilmeyen birisi gelse eminim ki koklaya koklaya mutfağı bulabilirdi.

Mutfağa ilerlerken de bir yandan Coetus'u düşünüyordum. Cuma günü yani iki gün önce yaşadığımız tatsız karşılaşmadan sonra görüşmedik. Dün ne ben onu görmek için telefonla ulaşmıştım, ne de o görüşmek için mesaj atmıştı. İkimizden de görüşmek adına adım atılmadığı için öylece kalmıştı. Aslında bir nevi annemin yeni çıkardığı şu kurala uymuş oluyordum. Dün hiçbir yere çıkmayacak evde kalmıştım. Ve doktorun dediği gibi Coetus odamdan gider gitmez ilaç etkisini gösterdiği için hemen uyumuştum.

Zaten görüşmemiz artık eskisi kadar heyecan vermiyordu. Çünkü sürekli başıma bir şey geliyor ama hiçbir açıklamada bulunmuyordu. Durum böyle olunca eski heyecanımın yerine durgunluk bırakmıştı. Her seferinde zamanı gelince anlatacağım deyip durduğu için hiç yol katedemiyorduk. Mesela dün ya da başka zamanlar onunla konuşmadığımız zamanlar fark etmiyordu bile.

Coetus'un geç saatte evime geldiğini anneme itiraf erişimin ertesi günü bana bir şey dememişti. Yani dün hiçbir kelime etmemişti. Gerçi bunun nedeni vardı. O gece annemin nöbeti olduğu için işine gitmiş, haliyle dünde işinin başında olduğu için evin içinde değildi. Telefonla da konuşulacak bir konu olmadığı için konuşmaya fırsat olmamıştı. Eve geldiğinde de yorgun olduğu için direkt uyumaya gitmişti. Yani annemi tam olarak göreceğim zaman şimdi kahvaltı zamanın da olacaktı. Şimdi bu konuyu da kahvaltı masasında açacağını da zannetmiyordum.

Ölü BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin