52☇KONFERANS

32 3 0
                                    

Doktoru haber gösterirken yakaladığım ayrıntıyla kısa bir telaşa sürüklendim. Çünkü adam bizzat benim suratımı görmüştü. Bu adam sarhoşta olsa. Demek ki adam sarhoşken yaptığımızı ayıkken anlamıştı. Şu an video da ne anlattığını çok merak etsem de doktorun yanında izlemek istemediğim için videoya tıklamadan direkt geçmiştim.

"İşte böyle doktor. Nasıl olduğunu bilmeden Coetus yaptığını söyledi ve sabahta haberlerde karşımdaydı." dedim kanıt olarak haberi gösterirken. Doktor sadece bir baş sallamasıyla bende eski yerime geçtim. Doktorun ne yorumda bulunacağını merak ettiğim için dikkatlice baktım.

Doktor bu durumdan rahatsız gibi duruyordu. Bu zamana kadar ilk defa anlattıklarım inandırıcı gelmiş olmalıydı. Ama bu benim hatam değil, onun hatasıydı. Ben bu zamana kadar her şeyi tüm şeffaflığıyla anlatmayı tercih etmiştim, inanıp inanmaması ona kalmıştı. Gerçi her hastanın anlattıklarına inansa ortada doktor kalmazdı.

"Bu... Gerçekten garip ve sen bunu Coetus yaptığını söylüyorsun?" dedi doktor tekrardan eminliğini teyit etmek için.

Başımı sallamakla yetindim. "Tamam." dedi doktor derin nefes alırken. Artık işin ciddiyetini ve inandırıcılığını kabulleniyor gibi gözüküyordu. Çünkü o demirden direklerin insan gücüyle yumultulabileceğini düşünmüyordu. "Bu anlatılanların tamamı gerçek ve doğru şekilde anlattın?" Cümlesindeki gizli soru benim doğrulamam için belirsiz sormasıyla bende doktorun istediği şeyi verdim, yani başımı sallayıp devam etmesini bekledim.

"Tüm bu olanlar ne için, ne uğruna oluyor peki?" diye sormasıyla lafları benim için duvar etkisi gördüğü için aniden irkildim.

Benim için geçerli bir sebep olmasa da Coetus'un oldukça büyük sebebi vardı. Bunu söyleyip söylememekte tereddüt etsem de doktorun bir şey yapmayacağını ya da söylemeyeceğini bildiğim için sorun görmedim.

"Tüm bu şeylerin hepsi Coetus'un etrafında dönüyor. Onun için diyebilirim. Çünkü kendi türünü korumak istiyor ve bir taşla soyunu koruyabileceğini düşündüğü için o taşı arıyor." Kabaca olayı özetlediğimde doktor notlar alıyordu.

"Bahsettiğin taş ne ve kimde ve nerede ki o taş arıyorsunuz?" diye sordu bu seferde.

Bu soruyu sormasıyla aniden irkildim. Çünkü bu soruların cevabını bilmiyordum ve Coetus'a sormayı da hiç akıl edememiştim. "Ben... Bilmiyorum ki, Coetus'a da hiç sormadım. Aradığımız taş ne ve kimden, nereden almaya çalışıyoruz, hiçbir fikrim yok."

"Senin buradaki rolün ne?" Doktorun aniden bu konuya ilgisi artmış gibi bir hali vardı. Önceden sadece sırf benim anlattığım için dinlerken şimdiki hali ise merakla dinliyor, olayın iç yüzünü öğrenmeye çalışıyordu. Bu benim için oldukça ilginç bir durumken doktorun haberlerde gördüğün etkisiyle bana inanmaya başladığını anlamıştım.

Tereddüt etmeden yanıtımı verdim. "Yardım. Coetus'u bir tek ben görüyorum ve benden başka yardım edecek kimsesi yok. Bu yüzden bende onunla aynı görevin peşindeyim."

Duyduklarından pek memnun olmayan doktor, hafif yüzünü asmıştı ama benim için doğrular bunlardı. Ben sonuna kadar Coetus'a yardım edecektim. O taşı bulmasını sağlayacaktım.

"Pekala Cankut. Bugünlük bu kadar yeter diyelim. Hem süremiz aştı, hemde yeteri kadar olay anlattığını düşünüyorum. Daha fazla yormayayım seni." dedi anlayışlı sesiyle. "Bu arada ilaçlarını içiyor musun?"

"Siz bilirsiniz." dedim benim için problem yok anlamında. Bir saat daha kal ve anlat dese yine anlatırdım. Diğer sorusu içinde yanıt verdim. "Evet."

Ölü BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin