32☇YENİ KIZ

66 17 0
                                    

"...Ethem öyle dedikten sonra neye uğradığımı şaşırdım." derken sesime heyecan kat kat belli oluyordu. Benim için adeta farklı bir andı. "Oracıkta kâl geldi. Bir an nasıl hareket edebileceğimi bile unuttum."

Ben kendimi gaza getirmiş, kaptırıp ve nefes almadan giderken doktor benim heyecanımı ellerini dur anlamında kaldırıp sözümü kesti. Benim yaşadığım katlarca heyecanın dörtte biri kadar doktora yansıtmak istediğim için sanki olayı o anda yaşıyormuş gibi işin içine gizem katarak anlatıyordum. Eğer heyecanım, şaşkınlığımın, o anı içinde yaşattığımın dörtte birini doktora verebildiysem ne mutlu bana.

"Bir dakika, bir dakika! Ben parçaları birleştirebilmem için tek tek gitmemiz lazım." Seans saatimde odaya gelir gelmez direkt konuya girmiştim. Haliyle doktor başlangıçta kafası karışık ve bu sergilediğim halimin şaşkınlığıyla dinlerken sonradan bana ayak uydurmuş, benim sözümü kesmeden anlatmamı beklemişti. Normalde doktorun hiç huyu değildi, benim telaşlı, heyecanlı hatta ve hatta el, kol hareketlerini de işin içine kattığım olayı sürekli keserdi. Galiba kıyamamıştı ya da sözümü keserse bir daha toparlayamayacağımı düşündüğü için kesmek istememişti.

Artık doktorun soru sorma hakkına sahip olduğum ve puzzle parçalarını birleştirebilmek için sessizce sorusunu sormasını bekledim. Zira anlatacağım olay bitmişti.

Hatta bir ara işin ucunu kaçırmış, Ethem'in o anki yüz ifadesini daha inandırıcı olması için kendi yüzüme yüzüme yansıtmaya çalışmıştım. Doktorun karşısında olacak iş değildi. Halbuki Ethem'in o an yaptığı tek şey ilginç bir şey görmüş gibi şaşkınlıkla kaşlarını yukarıya kaldırmasıydı. Olsun, ben en azından o olayı canlı canlı doktorun yaşamasını istemiştim.

Doktor tabii ki sorular sorarak cümlemi kesmemiş fakat galiba soracağı ve merak ettiği soruları önündeki boş kağıda not almış ya da yakaladığı önemli detayları yazmıştı. Şimdi ise önündeki kağıda baktıktan sonra bana döndü.

"Şimdi, ilk önce Ethem ve Rana kim?" Basit sorudan başlamıştı. Cevabını kolaylıkla verebileceğim soru.

"Ethem ve Rana benim en iyi dostlarım." Şüpheyle gözümü kıstım. "Aslında seansın ilk zamanlarında bahsetmiş olmalıyım ama unutmuş olmanız çok muhtemel. Bende dahil kim bilir kaç hastayla daha ilgileniyorsunuz." Asıl konudan sapmadan cevap verdim. "Lise birden beri üçümüz çok sıkı dostuz. Birbirimize destek verir, aramızda sır saklamazdık. Hatta Coetus olayını ilk onlara söylemiştim."

"Bunu nasıl söyledin ve onlar nasıl tepki verdiler?

"Aslında bu daha çok başlangıca dayanıyor. Coetus'tan bahsetmiştim. Çünkü bizim sınıftaydı ve onlara 'şu yeni gelen kız nasıl' gibisinden laf atmıştım. Onlarda o zaman benim için garip ama şimdi anladığım yüz ifadesine sahipti. İkisi de birbirlerine bakıp şaşırmış gibiydiler. Çünkü sınıfa yeni gelen kimse yoktu. Tabii o zamanlar Ethem ve Rana benim bu durumdan şüphelenmedikleri için biz fark edememişizdir diyerek bana anlatmamı istemişlerdi."

"Sen ne yapmıştın?"

"Onlara anlattım. Hatta şimdi hatırladım da dediğim şey okula sık gelmiyor, acaba niye demiştim. Onlarda okula sık gelmedikleri için yüksek ihtimal göremedik demişlerdi. Tabii işin sonunda asıl öyle değilmiş ama neyse. Coetus'u göstermek için her şeyi yapmıştım. Ve Coetus sanki benim inadıma yapmak ister gibi o günden sonra okula gelmemiş, gelse bile ders saatleri içinde geldiği ve ders bitmeden gittiği için yine gösterememiştim." derken o anlar gözümde canlandı ve sıkıntıyla nefes çektim içime.

Ölü BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin