17☇DÖNÜM NOKTASI

104 33 0
                                    

●

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Benim için bir nevi hayati önem taşıyan, geleceğimin alt yapısını inşa edecek olan üniversite sınavı yaklaştığına rağmen çalışmıyordum. Daha doğrusu çalışamıyordum. Allah'ın verdiği her günde yaşanacak en az bir olay çıkıyordu. Tabi Coetus hayatıma girdiğinden beri desek daha doğruydu. Coetus hayatımda yer aldığından beri olaysız günüm geçmiyordu. 'Cidden Coetus'la tanışmasaydım normal hayatım olabilir miydi?' sorusunu kendime sorarken buluyordum hep.

Kaldırımın kenarında otururken Coetus'la vedalaştıktan sonra eve dönmüştüm. Eve adım attığımda annemin iş saatinde evde olması beni şaşırtmıştı. Annemin evde olduğunu ise vestiyerde bulunan cam kasenin içinde annemin anahtarlığı bulunmasıydı. Annemin kesin evde olduğunu tasdiklemek için bende elimdeki anahtarlığı kasenin içine fırlatırken içeriye doğru "Anne!" diye seslendim.

Seslenmemle koridorda annemi görmem bir oldu. Elindeki mutfak havlusuyla ellerini kurularken bana doğru geliyordu. "Hoş geldin oğlum."

Annem eve erken gelmişse kesin sofrayı çok güzel donatırdı. Normalde de yemek yapardı ama kısıtlı süre içerisinde çok fazla çeşit yemek yapamazdı. "Hoş buldum anne. Valla çok güzel kokutmuşsun evi. Neler döktürdün?"

Annem beni gördükten sonra mutfağa geçerken bende arkasından ilerliyordum. Mutfağa gittikçe burnuma yemek kokuları daha dolgun gelmeye başladı. "Yaptık işte bir şeyler. Akşam yerken görürsün."

"O kadar sabırlı olacağımı zannetmiyorum." derken mutfağa girmiş, biber dolması için hazırladığı içliği masanın üzerinde görünce hemen bir kaşık kapıp yemiştim ama üç kaşık anca alabilmiştim. Üçüncü kaşığı ağzıma atar atmaz annem beni fark edince hemen elime vurmuş, elimdeki kaşığı pat diye almıştı. Şuan şekeri elinden alınan çocuklar gibi mızmızlanacaktım.

Annemden bana bir şey gelmeyeceğini anladığımda karnımın açlığını gidermek için sepette duran ekmek dilimini alıp masanın üzerinde bala bandırıp yemeye başladım. "Hayırdır, bu saatte eve gelmezdin anne sen, bir şey mi oldu?"

Arkası bana dönük tezgahın üzerinde bir şey dilimlerken cevap verdi. "Yemek yiyip durmasana akşam yemeği yiyemeyeceksin." diye azarladı. "Bazı nedenlerden dolayı erken bitti işim işte. Asıl haberler sende. Naptın bakalım bugün, nereleri gezdin?" diye imayla sordu.

Az kalsın boğazımdaki ekmek ters kaçıyordu. "Ne gezmesi anne ya?" derken tedirgin oldum. Bugün okula öğleden sonra gitmemiştim, bunu mu ima etmeye çalışıyordu acaba.

Annem tezgahtaki işini bırakıp bana doğru döndü, ellerini beline koyarken tezgaha yaslandı. Şuan çok ciddi görünüyordu. "Bilmem Cankut, sana sormak lazım. Sonuçta gezen sensin. Öğleden sonra okulda olmayan sensin oğlum. Sen cevap ver."

Ölü BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin