44☇KIZGIN

46 10 0
                                    

●

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Harika doğum günü geçiriyordum ve Coetus bana harika, asla unutmayacağım doğum günü hediyesi vermişti. Bu somut bir şey olmasa da soyut olarakta zihnimi epey meşgul edeceği belliydi.

Eve giderken bunları düşünüyordum. On sekiz yıllık hayatım boyunca en kötü geçirebileceğim doğum günü geçirmiştim. Aslında Coetus bana sırrının büyük çoğunluğunu anlatarak olayı çözmüştüm ama hem Coetus'un peşinde tehlikeli adamlar olması hemde bizi kurşuna dizecek kadar gözleri kara olması beni endişelendiriyordu. Hatta eve gidene kadar sürekli etrafıma, birisi takip ediyor mu diye arkamı kontrol edip duruyordum. Bu olaydan sonra iyice paranoyaklaşmıştım.

Bu doğum günümün en iyi tarafı Coetus'un bana güvenerek olaylarını anlatması olmuştu. Bu konuda mutluydum. Çünkü artık eskisi kadar kafayı yiyecek kadar düşünmeyecektim ya da olayları bazı kalıplara, sebeplere sokabilecektim. Mesela Coetus'un bu zamana kadar yaptığı hal ve hareketleri bana göre anlamlı geliyordu. Sadece anlamadığım Coetus'u niye kimse göremiyordu ya da İnsendyler dışında tek ben niye görebiliyordum?

Bunun sebebini Coetus açık açık söylemese de ima etmişti. Aynen bana şu sözlerini iletmişti;

"Sen çok özel ve seçilmiş bir kişisin Cankut. Belkide benim son şansım sensin."

Özel ve seçilmiş kişi olduğumu söylemişti ama bu kime göre, neye göreydi? Özel olduğumu düşünüyordum, çünkü Coetus'u ben gördüğüm için bu beni özel kılıyordu ya da aileme göre birer deli olduğumu. Aileme göre bunlar hep safsatadan ibaretti. Bu konuda ailemin haklı çıkmalarından endişeleniyordum. Ya cidden ailemin dediği gibi bunlar benim uydurduğum şeyler ise?

Cidden öyleyse beynime ve hayal gücüme takdir ediyordum.

Fakat Hayallerin Ötesindeki Gerçekler kitabını ele alırsak orada doktorun Coetus'un annesini tamamen göremediğini ama gölgesini fark ettiğinden bahsetmişti. Hatta ilk o an gördüğü zaman korkup kaçtığını da anlatmıştı. Böylece Coetus'un varlığı ispat etmiş olmuyor muyduk? Bende aynı durumda kalsam annem ve babamda gölgesini görmez miydi?

Ama bir yanımda saçmaladığımı, böyle bir şeyin uyduruktan şeyler olamayacağını söylüyordu. Bende ailemin aksine bu yanım daha ağır basıyordu. Bana göre bunlar hepsi gerçekti.

Ve Coetus'un dediği gibi gözlerim kimsenin göremediği kişiyi görerek toplumdan ayrılıp beni seçilmiş kişi olarak kılıyordu. Peki neden ben seçilmiştim?

Hayallerin Ötesindeki Gerçekler kitabında hasta olan kızında başına gelen aynı durum vardı. Kitapta doktor hasta gizliliğine saygı duymak zorunda olduğu için onun hakkında detaylar vermiyordu. Sadece cinsiyeti dışında, bu da zaten bir şey ifade etmiyordu. Zaten doktor için önemli olan hastası değildi. Yani bu kitap için değildi, daha çok hayali kişi, yani Coetus'un annesi önemli oluyordu. Coetus'ta bu olaylara küçük yaşta şahit olduğu için bilmiyordu.

Ölü BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin