23☇CESET

92 27 0
                                    

Boğazımdaki kesikten akan o sıcak kan kendine yol çizerek okul formasının etmesine kadar her şeyi hissettim. Kendimi berbat hissediyordum. Hele ki kanın aktığını görünce aklıma hep ölmeye gidiyordu. Normal olarak canım tehlike de olduğuna göre ölme fiili bana çok yakın oluyordu.

O yabancı çocuk arkamda, sıkıca kavradığı bıçağı boynuma dayalı dururken Coetus'a işin ciddiyetinin kanıtlamak ister gibi boynumda yaraladığı tarafa beni çevirdi. Kafamı yukarıya doğru kaldırdığı için Coetus'un nasıl tepki verdiğini bilmiyordum ama bana yardım etmesini ummaktan başka bir şey dilemiyordum. Gerçi iki metre uzağımdayken nasıl yardım edecekti hiçbir fikrim yoktu. Kafam sağa doğru yatık dururken yabancı çizik attığı yeri eliyle bastırıp benim bilerek canımı yakmasını sağladı. Bu sıra ağzımdan acı dolu inilti eksik olmamıştı.

"Ah!" Canımın acısını psikopatça sevinen arkamdaki yabancı bana güldüğünü işittim.

"Nasılda canı yanıyor ama. Acaba bunun suçlusu kim?" diye alayla Coetus'a ithafen konuştu. Ama ses tonunda ona olan kini çok net belli oluyordu.

"Bırak onu. Benimle ne yapıyorsan yap." diye tısladı Coetus. Beni koruması ve düşünmesi içime su serpmişti. Sonuçta beni burada bırakıp gidebilirdi. Gerçi belkide beni şu an düşünmüyor da olabilirdi. Tamamen düşmanını alt etmek için burada bekliyor da olabilirdi ama temennim birinci yandandı.

"Aa ama öyle de tadı çıkmaz ki biraz eğlenmek lazım. Belki eğlenirken bazı şeyleri fısıldarsın." Hâlâ işi alaya vuruyordu ve bu sinirimi bozuyordu.

En kötüsü elinde bıçak olduğu için onu engelleyebilecek hiçbir şey yapamamdı. Belki de Coetus kadar dövüş teknikleri bilememdi. Benim yerime şu an Coetus olsa kim bilir kaç tane dövüş tekniklerini üzerinde denerdi. Kendime korkak demek istemiyorum, bende birkaç teknik bilgimle dövebilirdim ama işi riske atmak istemiyordum. Hele ki çocuğun dünkü performansını görerek yapacağım küçük hata onu daha çok sinirlendirebilirdi. En iyisi şu anlık onun elinin altında sakince durmaktı.

"Eğlence anlayışına senin." diye Coetus sinirle ve kısık sesle konuştu. Devam ettirmesine gerek yoktu, ben içimden zaten devamını getirmiştim ve cidden hak ediyordu.

"Ne oldu? Beğenemedin mi? Bu arada sevgiline hiçbir şeyi anlatmamışsın ya da çok güzel eğittin mi demeliyim. Çünkü ağzını hiç açmadı. Gerçi gerekte kalmadı. Sorunun kendisi geldi zaten." Onun arkamda alaylı sesini duydukça suratına suratına geçirmek istiyordum. Hele beni sanki köpek muamelesi yaptığını duydukça iyice kuduruyordum ama bu yinede onu durdurmaya yetmezdi.

Coetus dediklerini hiç takmayarak başka konuya değindi. "Sana iyilik yapanlara böyle mi cevap veriyorsun? Yazık, çünkü dün Cankut olmasaydı ölmüş olacaktın." Küstahça dediği lafından sonra elini arka cebine götürdü. Aynı anda yabancı herhangi yanlış harekete tedbirli olmak için arkamda tetikte bekledi.

Coetus arkaya cebinden çıkardığı şey ise dün yabancıyı öldüreceği bıçaktı. "Ah! Hatta bu bıçakla öldürecektim seni ve bir daha asla geri gelmeyeceğini de biliyordun. Hatırlıyor musun? Aslında... Hatırlamaya da gerek yok. Çünkü dünü sana çok iyi hatırlatacağımdan emin olabilirsin."

Alayla konuşan çocuk gitmiş, artık işin ciddiyetini fark etmiş olmalı ki sertçe konuştu. "Beni böyle korkutamazsın. Artık sabrım taşıyor. Sorduğum sorulara cevap ver. Gidecek misin?"

Ölü BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin