Bölüm 8

310 43 256
                                    

Oktay dışarı çıktıktan sonra, bir süre sessizce ağladım. Bu şeyler artık çok ağır geliyordu. O zamanın gelmesini ve her şeyin bitmesini istiyordum. Yine bir hastane odasında olmak geçmişte yaşadıklarımı hatırlatmıştı bana. En kötü anılar, tozlu raftan aşağı inmiş ve bana işkence etmeye başlamıştı.

Ne kadar süre geçmişti bilmiyordum ama sonunda biraz daha kendime gelince Kaan'ın numarasını çevirdim. Daha ilk çalış sonlanmadan beni meşgule atmış ve görüntülü olarak geri aramıştı. Ne kadar istemesem de, açmıştım. O arkadaşımdı ve beni deli gibi merak ettiğini biliyordum.

[Şükürler olsun Damla, sonunda arayabildin. Biraz daha dönmeseydin Floransa'dan koşarak gelecektim.]

"Sana da selam gezgin, ancak kendime gelebildim. Kafam hala bulanık."

[İlkay aynı fikirde değildir eminim. Nasılsın?]

"Hiç söylenme, haketti. Yaralı olmasam onu iyi benzetirdim. Güya 7/24 korunuyoruz, nasıl iş anlamadım."

[Biliyorum, şaka yaptım sadece. Büyük bir açık gerçekten, nasıl olduğunu anlamaya çalışıyorum ama kafama oturmayan çok nokta var Damla. Bir de senden dinlemek istiyorum, anlatır mısın?]

"Senin suçun olmadığını biliyorum, kusura bakma lütfen. Sadece, bu kadar yaklaşmışken her şeyin darmadağın olmasını istemiyorum. Biliyorsun, ortaya çıkması an meselesi. "

[Sorun değil civciv, alırım bir ara ifadeni. Haklısın, şunu bil ki tüm olasılıkları araştırıyorum ve gerçeği öğrenene kadar da asla durmayacağım. Sonucu ne olursa olsun.]

"Neden böyle dedin? Sorun ne Kaan?"

[Birimde bir şeyler dönüyor, hala üstünde çalışıyorum. Ekibe dahilim ama her gün bilmediğim bir şeyi öğreniyorum. Sanki birim içinde başka bir birim kurulmuş da bizden gizli iş çeviriyorlar gibi.]

"Sence öğrenmiş olabilirler mi?"

[Sanmıyorum Damla, bu başka bir şey. Ama bulacağım, elbet vardır bir açığı. Bu hat güvenli, şuan dinlenemiyor, senden her zamankinden daha dikkatli olmanı istiyorum. Özellikle bizimkilere karşı, tamam mı? Farklı ve güvenli hatlar yarattıkça seni arayacağım veya kendini imha eden e-postalar yollayacağım, benden geldiğine emin olman için de parolalar belirleyeceğim tamam mı?]

"Beni korkutuyorsun ki kolay korkmadığımı biliyorsun. Sana her zaman güvendim, güvenirim. Böyle söylüyorsan bir bildiğin vardır zaten. Benim de aklıma üşüşen sorulara veremediğim cevaplar var bu saldırıda. Sana bir e-posta atacağım eve gidince, oradaki soruları da kendi kuyundakilere ekle olur mu? İçimden bir ses işler biraz karışacak diyor, kendine dikkat et. Bir şey öğrendiğinde bu seni tehlikeye atacaksa beni düşünme tamam mı? Başımın çaresine bakabilirim, ucu sana veya başka kimseye dokunmasın istiyorum. Gerekirse kör, sağır ve dilsiz ol ama hayatta kal."

[Bunu yapamayacağımı biliyorsun, ben kimseyi yarı yolda bırakmam. ]

"Herkes her şeyi yapabilir, gerektiğinde sen de yapmalısın. Bir hayatın olsun Kaan, sevdiğin kadını da alıp git bir gün. Her şeyi ardında bırak, yeni bir kimlik yarat ve yaşlanıp yatağında öl. Serseri bir kurşunun son durağı olma. Çok ciddiyim, düşün bunu."

[Bu konuşmanın rotası şaştı anlaşılan. Kazanın ayrıntılarını mail atarsın, şimdi kapatmak zorundayım Damla. Dikkatli olun, Oktay' a selamımı söyle.]

"Eve aldım diye köpürdüğün adamla dost mu oldun? Vallaha şoka girdim Kaan bey."

[Benim olayım dost olarak kalır belki ama seninle öyle olmayacağı açık. Sen kendi derdine yan civciv.]

BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin