Bölüm 9

287 41 249
                                    

O şekilde ne kadar süre durduğumuzu hiç bilmiyordum ama sonunda biraz sakinleştiğimde koltukta, onun dizinde olduğumu anlamıştım. Dakikalarca hıçkırıklarımı dinlemiş olmasına karşın bana ne soru sormuş, ne de ağlamamamı söylemişti. Bir eli saçımda dolanırken diğeri kolumu hafifçe tutup orada olduğunu belli ediyordu.

Ben bunu hak etmemiştim, o kardeşim hakkında ne biliyordu ki? Yanımda olması için her şeyi feda edebilirdim, onun saçının teline zarar gelmesindense canımı verirdim. İyi bir abla olmak için ne gerekiyorsa yapardım. Önce kendi küstahlığına bakmalıydı o piç. Bunun hesabını zamanı geldiğinde soracaktım ona.

Yavaşça doğrulmak için hamle yapmıştım ki, omuzum beni tekrar ağlatabilecek kadar keskin bir acıyla bedenimi yoklamıştı. Sesimi az da olsa bastırmıştım ama Oktay bunu fark etmişti. Aslında hiç kalkmak istememiştim, dizinde yatmak bana güven, sevgi ve şefkatten oluşan bir balonun içindeymişim gibi hissettirmişti. Annemin beni dizine yatırıp sevdiği o küçücük olduğum zamanlara geri döndürmüştü, unuttuğum bir duyguyu iliklerime kadar hissettirmişti. Onlar gittikten sonra bana kalan yıllarca soğuk yataklar ve gri duvarlardı.

Yanına oturup yüzümü ona çevirdim, gözlerindeki endişe gerçekti ama onun ötesinde safi bir öfke de okuyabiliyordum o derin bakışlarda. Emir'in parmaklarının arasına sapladığı o bıçak oldukça profesyonelceydi, ne yaptığını biliyordu. Ben gelmesem ona neler yapabilirdi acaba? Raporunda okuduğum ayrıntılar gözlerimin önüne serilmişti şimdi. Babasından uzak durmak için tüm malvarlığını kullanıp alabileceği her eğitimi almış, kendini durmadan geliştirmiş ve istese çok rahat bir ajan bile olabilecek yeteneğe sahip biri olduğu yazıyordu. Bunu neden yapmamıştı acaba? Belki de istese de yapamamıştı. Özellikle Rus eğitmenlerden aldığı dövüş ve silah eğitiminin oldukça acımasız olduğunu tahmin ediyordum. Hafifçe gülümseyip ellerini birleştirerek koltuktan aşağı eğilip gözlerini benden kaçırdı.

''Soruların olduğunu tahmin ediyorum.Bana istediğini sorabilirsin, sana cevap veremeyeceğim hiçbir şey yok, buna inanmanı istiyorum Damla.''

''Bunun sırası değil, sen ne zaman anlatmak istersen o zaman olacak. ''

''İyi misin? Değilsin biliyorum işte de, ne diyeceğimi bilemiyorum.''

''Bu yüzden herkesten uzaktayım. Ne kadar az kişiyle iletişimim olursa, o kadar az insan zarar görür bana göre. Benim yanımda olmak, bıçağın keskin tarafında yürümek gibi bir şey. Ne zaman keseceğini ise asla bilemezsin. Ben gerçekten özür dilerim. Buraya güya güzel bir düğün ile başlayan yeni güzel anılar biriktirmeye gelmiştin ama şahit olduğun şeylere bak. Hayatını kaybedebilme olasılığını saymıyorum bile."

''Ben korkmuyorum Damla, ne ölümden ne de düşmandan korkmam. Korktuğum tek şey, değer verdiğim insanların zarar görmesidir. Onu yapanı da yaşadığına pişman edebilirim. 22 yaşında iken garip hayallerim vardı. Polis ya da belki Kaan gibi bir ajan olmak için heveslenmiştim. 3 yıl boyunca kendimi o sınavlara hazırlamak için farklı ülkelerin en iyi eğitmenlerini tuttum, içine girmek istediğim işi aylarca, yıllarca didik didik ettim ve o gün geldiğinde ben hazır olduğumu biliyordum. Yola çıkmıştım ki, bir grup maskeli adam tarafından yolum kesildi. Babam bunu yapmamı engelledi, çünkü o dünyaya adım atarsam kendi pislikerini ortaya çıkartacağımı biliyordu. Beni engelleyebileceği tek şeyi ortaya sürerek yaptı bunu hep, hala da yapıyor. Annem... Onun öldüğünü öğrendim evet ama hiç inanmıyorum çünkü bana bunun aksini düşündürtecek şeyler yapıyor. Eğer hala hayattaysa, ona bir şey yapması ihtimalini göze alamıyorum.''

Anlattıkları az önce düşündüğüm şeylerle örtüşüyordu. Annesinin hayatta olduğundan artık daha emindim ve aklımdaki diğer iki seçenek beni korkutmuştu şimdi. Babası kötü olmakla kalmamış, bunu tek oğluna karşı kullanmaktan çekinmemişti. Oktay'ın yaptığı zayıflık değildi, bu merhamet, vicdan ve sevgiydi. O hala; annesi üzülmesin diye ona mızmızlık edip eve gönderen, sonra da hastane koridorunda yalnız, ağlayarak dolaşan o çocuğun sevgisine sahipti. Bir polis ya da Kaan gibi harika bir ajan olabilseydi çok iyi olurdu belki ama öyle olmayıp şimdi yanımda olması beni daha çok mutlu etmişti. Boş biri olmadığını zaten biliyordum, sormayacağımı söylemiş olsam da bana yine dürüstçe anlatmıştı ve benim etrafıma ördüğüm o kalın duvar bir darbe daha alarak yıkılmaya yüz tutmuştu ona karşı. Ve ben bu kez korkmuyordum o duvarın yerle bir olmasından.

BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin