Damla;
Emir'i takip ederek, arkasından biz de salona ilerledik. Oktay beni belimden tutup adım atmamı sağlamıştı, çünkü kilitlenmiştim. Belli etmemeye çalışsam da, midem bulanıyor ve başım fırıl fırıl dönüyordu. Hiç iyi değildim, duyacaklarımdan sonra bayılmaktan korkuyordum.
''Öncelikle yaşadıkların için ne kadar üzgün olduğumu söylemek istiyorum Damla, ben yetişemedim ve bunlardaki payım için tekrar özür dilerim.''
''Sağol. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum Emir, neden buradasın ve bu kız kim?''
''Oturmak isteybilirsin, anlatacaklarım biraz sarsıcı. Böyle olsun istemezdim ama ben de emir kuluydum ve bir söz vermiştim. Canım pahasına koruyacağıma dair babama söz vermiştim.''
''Sen neden bahsediyorsun? Bir an önce anlatmazsan gerçekten sinirlenmeye başlayacağım. Zor günler geçirdim Emir, emin ol baş edebilirim.''
Derin bir nefes alıp birkaç adım arkasında duran kızın yanına giderek onun akmakta olan gözyaşlarını sildi ve saçlarını düzeltip yanağına bir öpücük kondurarak kulağına bir şeyler fısıldadı ama biz duyamamıştık.
''Damla,'' dedi dudakları titreyerek, ''O senin kardeşin. O Yağmur...''
''Ne?''
''Ne?''
Oktay ile aynı anda, aynı tepkiyi vermiştik ve onun ifadesi de benim gibi şaşkından öteydi ve Emir'e bakan gözlerinden alev çıkıyordu adeta.
''Sen nasıl bir oyun oynuyorsun Emir?'' diyerek ellerimi yakasına kenetleyip onu ittim. Ama onun sesi kulaklarıma ulaştığında kalakalmıştım.
''Benim abla, Yagmur'um ben. Senin küçük maymunum diye sevdiğin kardeşinim. Bu günün gelmesi için ne kadar beklediğimi bilemezsin.''
Ellerimi kulaklarıma kapatıp odada tür atmaya ve kendi kendime söylenmeye başladım. Gözlerimi sıkıca,kapatıp açtım defalarca, hala oradaydı.
''Bu doğru olamaz, benim kardeşim öldü. Onu gördüm, kanlar içinde yere yığıldığını ve nefes almadığını gördüm. Neden bana bunu yapıyorsunuz?''
Gözyaşlarım istemsizce akıyordu, o benim en hassas noktamdı. Emir neden bana bunu yapıyordu? Ağlayarak yanıma yaklaşan kız elindeki çantayı açarak kendimi öldürmeye gittiğim gün yaptığım o kanlı kurabiyelerin olduğu poşeti ve kırmızı elbiseli Barbie bebeği çıkardı. Gördüklerime inanamazken onları elinden alıp koltuğa fırlatarak bağırdım.
''Bu hiçbir şeyi kanıtlamaz, inanmıyorum ve her ne çeviriyorsanız hemen bitirmenizi istiyorum. Bana işkence ediyorsunuz.''
Emir, yanıma yaklaşmaya çalıştığı an Oktay aramıza girmişti. ''Gerçekten o mu?'' dediğini duymuştum. Şaşkınlığı gitmişti artık ve sandığımdan çabuk kabullenmişti, bu garipti gerçekten.
''Evet, gerçekten o. Yemin ediyorum her şeyi anlatacağım. Sadece onun Yağmur olduğunu bilin.''
''O gün sen de oradaydın, basbayağı bu kurabiyeleri almış olabilirsin.''
''Kanıt mı istiyorsun? Kardeşini son görüşünü hatırlıyor musun Damla? O tatlı yüzünü görsen tanır mısın?''
''Elbette ki tanırım. O benim kardeşim, yüzünü unuttuğumu mu zannediyorsun?''
Kızı önce biraz teselli edip, sonra da yanında getirdiği çantadan bir kutu çıkararak bana uzattı.
''Aç hadi, göreceksin. Daha da inanmazsan DNA testi yapttırabilirsin.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)
Mystery / Thriller"İnsan adını yaşarmış derler ya hani, bu yüzden miydi gözümden akan yaşın hiç dinmemesi?" Bir sır... Bir miras... Bir aşk... Hayatı 14 yaşında altüst olmuş olan Damla' nın, verdiği büyük savaş sonucunda bugünlere nasıl geldiğini ve hiç beklemediği a...