Hissettiğim sıcak bir esinti ile aralamıştım gözlerimi. Oktay başını boynumla omuzum arasındaki boşluğa yaslamış sessizce uyuyordu. Kolları neredeyse ahtapot gibi bütün vücuduma dolanmıştı, sanırım uyandırmadan kurtulmam imkansızdı. Biraz beklemeye karar vermiştim, gözlerimi kapatıp anın tadını çıkarmaya devam ettim. Sıcacık bir bedenin güçlü kollarında güvende ve sevgi dolu hissediyordum. Bu duyguyu hiç yaşamamıştım bugüne kadar, farklı ve güzeldi.
Elimi onun omuzuma değen gür sakallarını okşamak için görevlendirmiştim, çok geçmeden uyanırdı bence böyle sevmeye devam edersem. Yüzümde aptal bir gülümseme olduğuna emindim, insan aşık olunca hep böyle mi oluyordu acaba? Kendime itiraf edemediğimi ne de çabuk kabullenmişti aklım.
Şikayetçi değildim halimden ama artık kalkması gerekiyordu çünkü bugün için heyecanlıydım. Kim bilir bana ne güzelliklerle gelecekti yine. Onun kadar ince düşünen ve nazik birine rastlamamıştım hayatımda. Beni bulması bir lütuftu. Hafif bir mırıltı çıkardığında bir süredir uyanık olduğunu anlamıştım.
''Biraz daha numara yaparsam beni çok farklı şekillerde uyandırabileceğini düşünerek burada bitiriyorum.''
''Günaydın yaramaz çocuk, ne zamandır uyanıksın?''
''Gülümsemenin içeriyi güneşten çok aydınlattığını görecek kadar. Günaydın güzelim, rahat uyudun mu?''
''Bir bebekten farksız.''
''Bolca dinlendiğini düşünüyorum, o zaman hazırlanıp çıkabiliriz değil mi?''
Çıkmak mı? Daha sabahtan mı başlayacaktı maraton? Kendimi neyin içinde bulacağımı bilmiyordum ama bir duş almadan asla güne başlamayacaktım.
''Önce bir duş almalıyım, ne giymeliyim bir önerin var mı?''
''Sen ne istersen. Özellikle ayakkabılarının rahat olmasına dikkat edersen iyi olur, çünkü bol bol yürüyeceğiz.''
''Harika, harekete her zaman varım.''
''Eve geldiğinde de bunu söyleyecek misin bakalım? Banyomu kullanmak ister misin?''
''Güzel bir teklif ama kendi odamı tercih ederim.''
''Kabullenebilmene sevindim, acele etmene gerek yok, seni beklemekten sıkılmıyorum.''
Davut heykeli gibi yatakta verdiği pozu kesmeyi bırakıp kalkmalıydım ama bu gerçekten çok zordu. Üstündeki yorgan Chanel yazılı siyah iç çamaşırının görüneceği kadar aşağıdaydı. Bir hamleyle kollarının arasından kaçıp kapıya doğru ilerledim, geri dönüp baktığımda dudağını büzmüş ağlar gibi yaparak bana bakıyordu, daha ne kadar sevimli olabilirdi acaba?
''Bu benden son kaçışın olacak, hepsini kenara yazıyorum. Bil istedim.''
''Kaçmakta çok başarılıyımdır, emin ol bir yolunu bulurum.''
''Ben de bulmakta çok iyiyimdir.''
Serseri gülüşü ve beni odadan çıkana kadar takip eden deniz gözleri kalbimin yerinde durmasını zorlaştırıyordu. Çabucak çıkıp benim için hazırladığı odaya girdim. Kapıyı kilitlemek istemiştim bir an için ama, sonra vazgeçmiştim. Pijamalarımı çıkartıp doğruca banyoya yöneldim. Birbirinden harika duş jelleri ve aromatik yağlarla doldurduğum jakuzide tüm gün kalabileceğime emindim, hatta harika bir fikir gibi gelmişti şimdi düşününce ama Oktay'ın bunu seveceğinden şüpheliydim. Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordum ama sonunda o muhteşemlikten çıktığımda sanki üstümden bir tır dolusu yük kalkmış gibi rahatlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)
Mystery / Thriller"İnsan adını yaşarmış derler ya hani, bu yüzden miydi gözümden akan yaşın hiç dinmemesi?" Bir sır... Bir miras... Bir aşk... Hayatı 14 yaşında altüst olmuş olan Damla' nın, verdiği büyük savaş sonucunda bugünlere nasıl geldiğini ve hiç beklemediği a...