Yukarı çıktığımda bu kez mutluydum, biraz da heyecanlı. Çünkü helikopter bizi almaya gelmişti. Son kez... Bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum açıkçası ama bitmesine seviniyordum.
Saatler sonra ise evimdeydim, öyle özlemiştim ki... Kokusunu eşyalarımı, her bir ayrıntıyı özlemiştim. Bıraktığım gibiydi her şey.
Cengiz'e gitmeden önce birkaç şey almak istediğim için gelmiştim buraya, oradan sonra da ada için hazırlanacaktık. Gerekenleri aldıktan sonra gitmek üzere arabaya yerleşmiştim ama çalıştıramadan çalan telefonumla duraksadım. Arayan Atilla'ydı.
[Merhaba Damla, nasılsın?]
''İyiyim, teşekkürler. Sen? Bir sorun yok ya?''
[Hayır, her şey yolunda. Sadece söylemem gereken bir şey vardı.]
''Tabii, seni dinliyorum.''
[İşin bittiğinde seni evinde bekliyor olacağım. Konuşmamız gereken önemli bir konu var, çok önemli. Ama telefonda söyleyebileceğim bir şey de değil. Oktay da orada olmalı ayrıca. O yüzden siz olmadan içeri girebilmem için korumalara haber verirsen sevinirim, sorun yaşamak istemiyorum.]
''Elbette, sorun çıkmayacak. Gerekli bilgiyi vereceğim. Bu arada, tekrar teşekkür ederim. Sen olmasan buralara gelemezdik.''
[Sen de sağol Damla, yaptıklarınız için minnettarız. Aşıyı öyle bir zamanda buldunuz ki, inan hayatımı kurtardınız. Çünkü kızım hastalığa yakalanmıştı ve şimdi o çok iyi. Sayenizde... Sen de iyi olacaksın Damla, çok yakında çok mutlu olacağını düşünüyorum. Görüşmek üzere, bol şans.]
''Teşekkürler.''
Telefonu kapattığımda Oktay ile birbirimize derin derin baktık, ikimizin de kafası karışmıştı söyledikleriyle. Ne olabilirdi bu kadar önemli şey? Açıkçası beni korkutuyordu ama şuan düşünemezdim. Nasılsa birkaç saat sonra öğrenecektik. Şimdi daha önemli ve hataya yer olmayan bir durum vardı ortada.
🍰🍰🍰
Çok geçmeden buluşmayı planladığımız yere gelmiştik. Cengiz kendi adamlarını konumlandırmıştı ama İlkay ve ekibi çoktan onları alaşağı ederek kendi adamlarımızı yerleştirmişti yerine. Haberi bile yoktu bundan. Atilla'nın önden video atarak Yağmur diye getirdiği kızı görünce, hele ona ne yaptığını anlayınca Cengiz'in yüzündeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyordum.
Her şeyin yolunda gitmesi ve buradan istediğim gibi çıkmak için bildiğim tüm duaları ediyordum. Korkuyordum açıkçası, ters giderse bayağı kanlı biterdi bu iş. Üstelik MIT öğrenirse de beni ciddi şekilde cezalandırabilirdi, bu yüzden planımın tam olması gerektiği gibi gitmesi lazımdı.
İçeri girdiğimizde kulağımızda çınlayan İlkay'ın sesi şimdilik sorun olmadığını söylemişti. Oktay da İlkay ile beraber beni izleyecekti diğer konumlandıkları odada. Onu yanıma alamazdım bu kez, Cengiz şeffaf olmayabilirdi beraberken. Yağmur'u itiraf ettirene kadar zorlayacaktım onu. Duymak istiyordum, buna ihtiyacım vardı.
Cengiz yüzündeki meymenetsiz ifadesi ile oturduğu koltuktan bile kalkmamıştı ben geldiğimde. Aklı sıra değersiz görüyordu beni, buna takacağımı düşünmüştü sanırım. Uzun masanın bir ucunda o varken, diğer ucuna ben oturmuştum onun kadar ifadesiz bir yüzle ve kollarımı bağlayıp beklemeye başlamıştım.
Sadece birbirimize sessizce bakıyorduk, bu neredeyse on dakika kadar sürmüştü.
''Konuşmayı düşünmüyor musun?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)
Mystery / Thriller"İnsan adını yaşarmış derler ya hani, bu yüzden miydi gözümden akan yaşın hiç dinmemesi?" Bir sır... Bir miras... Bir aşk... Hayatı 14 yaşında altüst olmuş olan Damla' nın, verdiği büyük savaş sonucunda bugünlere nasıl geldiğini ve hiç beklemediği a...