Damla anlatımından;
Kısa uykumdan birinin beni sarsmasıyla uyanmıştım. Yağmur endişeli bir ifadeyle bana bakıyordu. Kalkınca da hemen boynuma sarılmıştı.
''İyi misin abla? Beni çok korkuttun, çığlık atıyordun.''
Nefes nefese, ''Bir kabus gördüm.'' dediğimde kapı sertçe çalınmıştı anlatamadan. Gelenin Oktay olduğunu tahmin ediyordum. Yağmur girmesini söylediğinde yanılmadığımı anlamıştım. Sesimi duymuştu muhtemelen.
''Her şey yolunda mı kızlar? Bir çığlık duyduğuma yemin edebilirim, yoksa sizi uyandırmayı hiç istemezdim.''
''Sorun yok canım, iyiyiz. Değil mi Yağmur?''
''Evet, harikayız. Gıdıklanmaya karşı ablamın tepkisini ölçüyordum sadece.''
''Anladım, zamanında yetişip hatunumu kurtarmışım öyleyse.''
''Şanslı gününde diyelim.''
''Yataktan çıkmaya niyetiniz yok mu? Aşağıda sizi mükemmel bir sofra bekliyor.''
''Benim yemeğim yanımda Oktay ağabey, sen yiyebilirsin bence.''
''İstenmiyorum demek, bu beni üzer.''
''Yok öyle değil de, aslında atölyede daha fazla vakit geçirmen gerektiğini düşünüyorum. Böylece ablam bana kalıyor.''
Bu beklemediğim bir söylemdi işte ama çok hoşuma gitmişti. Benimle uyumayı sevdiği için mutluydum ve kabus gördüğümü de söylememişti ona. İkisi benim hakkımda sanki yokmuşum gibi konuşurken çok tatlıydılar. Sevilmek harika bir duyguydu.
Oktay Yağmur'a karşı çok nazik ve anlayışlıydı. Hatta bazen ben onunla vakit geçireyim diye atölyede daha fazla kaldığına emindim. İzin isteyip yanımıza kadar gelerek yatağın benim olduğum tarafına oturduktan sonra sevimli bir yüzle gülümsemişti. Ardından bir muzırlık geleceğini biliyordum.
''O zaman anlaşma vakti gelmiş demektir küçük hanım. Ablanla uyumayı ikimiz de seviyoruz ama onu bu konuda zor durumda bırakmayalım, bu yüzden belirli günlerde paylaşalım diyorum. Uyar mı? Bak bu teklifimi iyi düşün, bir kere sunacağım.'' dediğinde kendimi tutamayıp odada çınlayan bir kahkaha atmıştım. Benim için resmen pazarlık yapıyorlardı. Yağmur gözünü kısıp Oktay'a ve bana bakarken bir yandan da tırnaklarını kemiriyordu. Aynı benim yaptığım gibi. Hain planlar içerisindeydi belli ki.
Sonra elini Oktay'a uzatıp ''Her Çarşamba ve Cuma geceleri benim. Kalan günler seninle uyuyabilir. Sana beş gün, bana iki. Sen de bu kıyağımı unutma enişteciğim. Anlaştık mı?' diyerek sessizce cevabını beklemişti ve çok ciddi görünüyordu. Oktay'a ilk kez enişte dediğini de fark etmiştim.
''Anlaştık baldız. Bence oldukça adil.''
İkisi ellerini sanki koyun satıyormuş gibi şiddetle sallamışlardı ardından. Herkes mutluydu an itibariyle.
''Bunu resmileştirmeye gerek var mı?'' diyen Oktay da şimdi ciddi bir yüzle bakıyordu Yağmur'a ve ona bakan gözleri hala çocuksu bir eğlencede olduğunu gösteriyordu.
''Hayır yok, çelik gibi bir hafızam vardır ve ben Erhan AKSOY'un kızıyım, sözümün eriyimdir. Tıpkı ablam gibi.'' dedikten sonra elini bırakmıştı yavaşça. Ne kadar da güzel bir andı. Babam bizi böyle görse eminim gurur duyardı.
''Pekala, alım satım işleriniz bittiyse artık kahvaltı edelim mi? Ben çok açım.'' diyerek araya girmiştim sonunda.
''Şikayetin mi var çiçeğim? Ne yapalım seni paylaşamıyoruz.''
![](https://img.wattpad.com/cover/247670084-288-k481753.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)
Mystery / Thriller"İnsan adını yaşarmış derler ya hani, bu yüzden miydi gözümden akan yaşın hiç dinmemesi?" Bir sır... Bir miras... Bir aşk... Hayatı 14 yaşında altüst olmuş olan Damla' nın, verdiği büyük savaş sonucunda bugünlere nasıl geldiğini ve hiç beklemediği a...