Yavaşça arkamı döndüğümde Emir'in endişeli ve bir o kadar da meraklı yüzüyle karşılaştım.
''Merhaba, iyi misin Damla ne oldu? Neden hastanedesin?''
''İyiyim, Gamze için buradayım biraz kötü bir gece geçirdi de. Sen kimin için buradasın?''
''Bir arkadaşım, seninkiyle aynı problem sayılır. O günden beri konuşamadık, her şey yolunda mı?''
Konuşamadık mı? Konuşmadık desek daha doğru olurdu. Ne o ne de ben aramamıştık birbirimizi ama şimdi kaçınılmaz olanı ertelemeyecektim.
''Evet, her şey harika. Ben bir türlü fırsat bulamadım, bir sürü şey oldu ama hepsi geçti artık. Sana da doğru düzgün teşekkür edermedim Emir, her şey için teşekkürler. Tekrar... Olmasaydın durum biraz karışabilirdi.''
''Eminim bir yolunu bulurdun. Ne zaman istersen, ne yapmamı istersen onu yaparım Damla. Sen güçlü ve zeki bir kızsın, neyi kastettiğimi de biliyorsun. Ben yardım için her zaman burada olacağım, sana veya Oktay'a, hiç fark etmez. Bu arada o nerede? Duyduğuma göre senin koruman olacakmış.''
''Vay canına, haber hızlı yayılmış. Ne diyebilirim ki, doğru. Bana da sürpriz oldu açıkçası. Biraz önce İlkay ile gittiler, kısa bir işleri vardı. Çok sürmez, dönerler diye tahmin ediyorum.''
''Belki inanmayacaksın ama buna sevindim, o seni koruyabilir. İyi bir başlangıç yapmadık,ona haksızlık ettiğimi düşünüyorum zaten bir ara konuşmak isterim. Belki hep beraber yemek yeriz, böylece aramızdaki buzları da eritiriz. Ne dersin? Seninle ve sevdiklerinle aramın kötü olmasını istemem, eminim ki birbirimizi yanlış anladık ve düzeltebiliriz.''
''Çok güzel bir fikir, teşekkürler Emir. Haberleşiriz, olur mu? Şimdi gitmem gerekiyor, Gamze uyanmış olabilir. ''
''Tamam, görüşmek üzere Damla. Birkaç saat daha buralarda olabilirim, ihtiyacın olursa araman yeter.''
Hafif bir tebessümle yanından ayrıldım, biraz ilerleyince durup baktığımda yüzünde bir gülümsemeyle ilerlediğini görmüştüm. Telefonda aldığı haber ne ise, mutlu etmişti onu. Düşüncelerim biraz karmaşıktı. Emir'deki bu hızlı değişim beni çok şaşırtmıştı. Evime gelip bana ve Oktay'a tehditler basan o adam gitmiş, sanki yerine bambaşka biri gelmişti. Ama bu beni sevindirmişti de, belki de bir müttefikim daha olmuştu ve Oktay'ı da bildiğine göre, gerçekten sağlam haber kaynakları olmalıydı. Belki Oktay da ona benim gibi şans verebilirdi.
Asansörden inerken sebepsiz bir huzur kaplamıştı içimi, bu iyi olabilirdi. En kısa sürede Oktay'a da bahsetmeyi aklımın bir köşesine not ederek odaya yöneldim. İçeri girdiğimde Gamze hala uyuyordu. Pencere kenarına gidip kahvemi yudumlayarak biraz manzarayı seyrettim. Uzaklardan geçen gemilere dalan gözlerim, kendi anılarımın gözlerimin önüne serilmesine sebep olmuştu yine. Otel sayılabilecek kadar lüks de olsa, hastane hastaneydi işte. Birkaç dakika sonra odanın kapısı açıldı ve Oktay cama yansıyan görüntüsüyle içeri girdi. Hemen arkasında da İlkay vardı. Doğruca Gamze'nin başına gidip onu kontrol ederken gözlerim parmak boğumlarındaki kırmızılığa kaymıştı.
''Lütfen hayatta olduğunu söyleyin.''
''Ne yazık ki öyle, kendimi zor tuttum ama başardım. Parabataim olmasa onu moleküllerine ayırabilirdim, ortada kimse olmazsa kanıt da olmaz. Ama yapamadım, Gamze'nin gözünde bir katil olamazdım.''
''Doğru olan buydu. Peki ne olacak ona şimdi?''
''Ölmekten beter olacağı bir yere gönderdik.''
''Daha açık lütfen, ben meraklı biriyim.''
''Onu hapishaneye tıktık, bizzat kendi elimizle ve damat koğuşunda çok sevileceğine eminim. Bir haftaya kalmaz kendini öldürecek hale gelir, haberini dört gözle bekliyorum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)
Gizem / Gerilim"İnsan adını yaşarmış derler ya hani, bu yüzden miydi gözümden akan yaşın hiç dinmemesi?" Bir sır... Bir miras... Bir aşk... Hayatı 14 yaşında altüst olmuş olan Damla' nın, verdiği büyük savaş sonucunda bugünlere nasıl geldiğini ve hiç beklemediği a...