Bölüm 23

224 37 200
                                    

Sabah daha gün aydınlanmamıştı uyandığımda. Korkunç bir ağrıyla hemen banyoya koşmuştum. Geceden beri devam ediyordu ama şimdi hat safhaya ulaşmıştı. Tabii ki beklediğim gibi reglim gelmişti. Kendi odama gidip valizimden ped alarak iç çamaşırımı değiştirmiş ve Oktay'ın yanına geri dönmüştüm, şanslıydım ki hala uyuyordu. Öyle de tatlı uyuyordu ki, resmedilmesi gereken bir tablo gibiydi adeta. Dağınık saçları, yastığın altından çıkan narin ve büyük eli, turuncuya çalan sakallarıyla nadide bir parçaydı. Yanına sokulup bir süre saçlarını sevdim, sonra sakallarıyla oynadım ve son olarak da öpücüklerimi yüzünün her yerine ulaştırdım. Amacıma ulaşmıştım, o aşık olduğum mavileri şimdi benim gözlerime kilitlenmişti.

''Günaydın günışığım.'' dedi beni yanına çekerken. ''Beni hep böyle uyandır, başka bir şey istemem.''

''Sen iste yeter ki, dudaklarım emrine amade sevgilim. Tek istediğim sensiz uyanmamak artık.''

Başımı omuzuna yaslarken ağlamak üzereydim çünkü ilk kez bu kadar ağrım oluyordu, her zaman illa çekiyordum ama bu kez farklıydı sanki. Oktay'a fark ettirmek istemesem de, çok zorlanıyordum. Dikkat ederek kalkıp banyoya yöneldim yine, az bir lekelenmeden başka bir şey yoktu henüz. Bu kadar ağrıya şelale olması gerekiyordu. Oyalanmadan çıkmıştım ve çıktığımda Oktay ayakta kollarını bağlamış bana bakıyordu.

''İyi misin canım?''

''Evet, iyiyim. Biraz karnım ağrıyor, yediğim bir şey ağır geldi sanırım. Sorun yok.''

''Cidden mi? Regl değil mi?''

''Bazen kadınlara karşı bu kadar zeki olmamalısın. Geçer birazdan zaten, bana iyi bir kahvaltı hazırlarsan hemen ağrı kesici içerim ve normal hayatımıza döneriz sevgilim.''

Yine nasıl anlamıştı acaba? Bu ileri görüşlü hali bazen beni korkutuyordu.

''Öyle olsun şekerim, sen rahatına bak öyleyse.'' Diyerek elini garip bir şekilde oynatmıştı. Aklından geçeni tahmin etmek zor değildi benim için.

''Şekerim öyle mi? Elbet bitecek bu, o zaman alırım ifadeni yakışıklı.''

''Bir şey soracağım, bu dönemde daha istekli olduğunuz gerçekten doğru mu?''

Kapıdan çıkmışken geri dönüp kafasını uzatmış ve şeytani bir gülüşle söylemişti bunu. Yastığı kapıp arkasından fırlatınca eliyle yakalayıp yüzüne bastırarak sapık bir ifadeyle koklamaya başlamıştı. Tamam, çok seksiydi hatta şuan onu delicesine istiyordum diyebilirdim. Ayağa kalkıp arkasından koştum ve onu mutfakta yakalayıp tezgahla bedenim arasına sıkıştırdım.

''Bu tabloda bir yanlışlık var sanki.''

''Öyle mi dersin? Doğrusu nasıl oluyormuş, göster de bilelim?''

Kollarımın arasından kurtulup hızla arkama geçerek beni sıkıştırmıştı bir anda. Kulağımın arkasından başlayarak yavaş yavaş öpücüklerle omuzlarıma iniyordu. Ben ise resmen can çekişiyordum. Küçük bir an için acımın kesildiğini bile söyleyebilirdim. Sonra ben söylemeden durmuştu yine.

"Az önceki Şekerim' e göre pek bir haşin geldi tavrın."

"O sadece kamufleydi, senin gibi şekerleri ağıma düşürmek için."

"Dikkat et, her şeker kırılmaz. Dişinden olursun sonra." Diyerek elimin altındaki salatalığı sertçe kesmeye başladım, ellerini kaldırıp teslim olur gibi yapmıştı hemen. Bu hallerimizi seviyordum. Ne o, ne de ben ciddiye alıyorduk söylediklerimizi ve çok da eğleniyorduk.

BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin