Bir şeyin üstünde sürüklendiğimin farkındaydım. Ara sıra gözlerimi aralamaya çalışıyordum ve o zaman da parlak ışıklar kayıp gidiyordu tavanda.
Neredeydim ben? Kim yapmıştı bunu bize? En önemlisi Oktay nasıldı?
Konuşmaya yelteniyordum ama sesim çıkmıyordu. Ağır bir sakinleştiricinin etkisi altında olmalıydım, yoksa bu uyuşukluğun başka açıklaması olamazdı. Bilincim konuşulanları ayırt edemiyordu. Beyaz önlüklü, maskeli birçok kişi olduğunu görebilmiştim sonunda. Beni buz gibi bir odaya getirmişlerdi ve hala sedye olduğunu düşündüğüm o şeyin üstündeydim. El ve ayaklarım kemerlerle sabitlenmişti ve anladığım kadarıyla da bir ameliyathanedeydim.
Kıpırdayamıyordum, algılarım ilk ana göre daha açık olsa da hareket edememek korkunçtu. Kapının açıldığını fark edip tekrar gözlerimi kapattım, belki bir şey duyma umuduyla tüm gücümü işitmeye odakladım.
~~~
''Bunu nasıl fark etmedik? Yıllar önce bilseydik şimdi belki de her şey bitmişti.''''Gerçekten aradığımız şey olduğunu düşünüyor musun? Bu çok tehlikeli, eğer öyle değilse kız bizi ipe dizer.''
''O olmak zorunda, çünkü başka şansımız kalmadı. Kızı verirsek ortadan kaybolur ve hepimiz mahvoluruz. Biliyorsun, silah yapıldı ve zamanımız yok artık. Onlardan önce fark ettiğimiz için şanslıyız.''
''Ya sorun çıkarsa.''
''Alman gereken şeyi aldıktan sonra ona ne olacağı umrumda değil. Ne pahasına olursa olsun o şeyi içinden çıkartmalıyız.''
~~~Neyden bahsediyordu bunlar? Silah yapılmış mıydı? Dahası benim içimde ne vardı? Sesini tanımıştım, Cengiz'di bu. Zorla da olsa sesimi yükseltip bağırdım. Daha kendimdeydim artık, ama uzun sürmeyeceğinden emindim.
''Ne yapıyorsunuz bana? Cengiz, sen olduğunu biliyorum. Cevap verin, neler oluyor?''
Üstüme eğilmiş yüzünde şeytani bir gülüşle bana bakıyordu şimdi. Bu halimin onu eğlendirdiği belliydi çünkü 32 dişi görünüyordu desem yeriydi. Bileklerimi çekiştirsem de öyle sıkı bağlıydı ki, kımıldamıyordu bile.
''Her ne düşünüyorsan vazgeç Cengiz, benim rızam olmadan bir şey yapamazsın. Bana zarar verirsen seni yaşatmazlar. Anlaşmayı biliyorsun.''
''Artık bitti Damla AKSOY, bunu aldıktan sonra seninle işimiz bitecek. Yâni umarım öyle olur.''
''Sen neden bahsediyorsun?''
''Sadece bir taşıyıcıdan ibaretmişsin. Önemli olan sen değilsin, içindekiymiş.''
Elini karnıma götürüp vahşice bastırdı. Neden söz ettiğini anlamamıştım hala. O pis sırıtışı yüzünde yayılırken yeşil önlüklü kişiler etrafıma toplanmıştı. Bir şey yapmazsam beni burada kadavra gibi açacaklardı. Bütün gücümle bağırıp hareket etmeye çalışıyor ve yardım istiyordum. İçeridekiler ifadesizce beni izliyordu, nafile çabam sonuç vermeyecekti.
''Şimdi uslu bir kız ol yoksa narkozsuz ameliyatın tadına bakarsın.'' Dedi çenemi sıkıp iterek.
''Buradan kurtulduğumda yaptığının bedelini ödeyeceksin Cengiz. Yüzüme iyi bak, ölürken göreceğin tek kişi ben olacağım.''
''Yaşarsan yaparsın. Bu çok tehlikeli bir ameliyat, sağ çıkamayabilirsin. Beklediğimiz her dakika biraz daha zehirleniyorsun. Son sözlerini söylemek ister misin?''
''Canın cehenneme.''
''Yerinde olsam Oktay'a bir şeyler söylerdim.''
''Ona ne yaptın? Saçının teline dokunduysan yemin ediyorum seni yok ederim Cengiz. Bana ne istersen yap ama ona dokunma sakın.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)
Mystery / Thriller"İnsan adını yaşarmış derler ya hani, bu yüzden miydi gözümden akan yaşın hiç dinmemesi?" Bir sır... Bir miras... Bir aşk... Hayatı 14 yaşında altüst olmuş olan Damla' nın, verdiği büyük savaş sonucunda bugünlere nasıl geldiğini ve hiç beklemediği a...