Bölum 18

236 39 302
                                    

Çöktüğü duvarın dibinden kaldırıp onu koltuğa yerleştirdim ve kutuyu da alıp yanına döndüm.

''Kutuda ne var?''

Sebepsizce Jordan'ın yaptığı espri aklıma gelmişti, gülümsemiştim bir an için.

''Henüz onun sırası değil.''

''Nasıl yapmış bunları peki?''

''Yerini nasıl öğrendiği konusunda hala çelişkimiz var. O gün konum atmıştın paylaşım yaparken hatırlarsan, o şekilde tespit edilmiş olabilir diye düşünüyoruz. ''

''Başından beri takip mi ediyormuş beni?''

''Yıllardır ediyormuş Oktay. Neredesin, ne yapıyorsun, kiminlesin, ne yedin? Aklına gelebilecek her şeyi biliyormuş onca zaman. Ne zamandır görüşmüyorsun onunla?''

''Beş yıldır ne sesini duydum, ne de yüzünü gördüm. Aramızda yaşanan bir olaya kadar görüşüyordum sonra daha fazla tahammül edemeyeceğimi anlayınca iletişimi kestim.''

''Anladım, o zaman tahminimizin diğeri daha olası.''

''Bir köstebek olmalı. Hadi beni takip ettirdi tuttuğu kişi ile ama seni nasıl bu kadar çabuk öğrendiler?"

"Belki de başından beri benim etrafimdakilerden biriydi ya da çok iyi bir araştırmacı, beni bile öğrenebilecek kadar güçlü arkası olan biri olabilir diye düşünüyorum. Henüz bulamadım, tüm potansiyelleri değerlendireceğim.''

''Peki dünkü tezgahı nasıl ayarlamış? Lütfen sahte olduğunu söyle onun da. Bunu duymaya çok ihtiyacım var.''

''Çok üzgünüm canım ama olay gerçek.

"Yani o insanlar öldü öyle mi?"

"Ne yazık ki."

"Tam beş can... Benim yüzümden ailelerinden, hayattan koparıldı. Nasıl yaşayacağım ben bununla Damla? O madene bir daha gittiğimde yüzlerine nasıl bakacağım o insanların?"

Başını ellerinin arasına alıp bir süre öylece bekledi, ben de sadece saçlarını okşamakla yetindim çünkü söyleyecek bir şeyim kalmamıştı. Haklıydı, babası o insanların katiliydi.

"Onları sen öldürmedin Oktay, bunu asla unutma. Eminim ki çalışanlar da bu durumu öğrenecektir, öğrenmelerini sağlayacağız."

"Nasıl bu kadar dikkâtsiz olabildim bilmiyorum?"

"Senden her ay imza almaya gelen avukat sırra kadem basmış, belli ki yok etmişler. Onun yerine yolladığı kişi kendi adamıymış, sana fazladan imzalattığı belgeler aslında yönetim kurulunda alınan kararlar değil, Rusya'daki madenin çökmesine sebep olan önlemi reddettiğini gösteren belgelermiş.Plan oldukça iyi işlenmiş, rutin yaptığın bir şey olduğu için gözünden kaçması normal, kendini suçlama artık."

''Amacı ne anlayamıyorum? Zaten her şeyi o yönetiyor, şu güne kadar şirkete uğradığım gün sayısı elimin parmaklarını bile geçmez. Bunun altında başka bir şey olmalı. Var değıl mi?''

İlk şoku atlatınca beyni ışık hızında tüm analizleri yapmaya başlamıştı. Tanıdığım Oktay geri gelmeye başlamış olsa da, bu hali beni biraz ürkütmüştü çünkü fazla sakin gibiydi. O güzel kafasından kim bilir neler geçiyordu.

''Olay burada başka birine ve senin aile geçmişine bağlanıyor.''

''Nasıl yani?''

''Oktay, deden hayatta ve o seni koruyor.''

BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin