Bu bölümün şarkısı "Sıla-Acısa da Öldürmez"
Keyifli okumalar... ❤Damla anlatımından;
Birimden çıktıktan sonra vakit kaybetmeden Dilek'e gitmek için yola çıkmıştım ama aklım MR'ı çeken Deniz'de kalmıştı. Girmeden önce hiçbir şey yokken, çıktığımda resmen beti benzi atmıştı kızın. Oktay'ın istediği gibi sol tarafımdaki ağrıyı özellikle söylemiştim bakılması için. Kan testlerimde olağan dışı bir şey olmadığını ama yine irdeleyeceğini söylemişti. Ne olmuştu da böylesine sessiz ve korkmuş görünüyordu acaba? Sormuştum ama cevap vermemişti. Belki de Cengiz tepesine binip gününü mahvetmişti çünkü ben makinaya girerken o da gelmişti. Ne kadar süre kaldığını sorgulamadım ve ona görünmeden doğruca yukarı çıktım. Bugün hiç çekecek havamda değildim açıkçası.
Oktay'ın adamlarından biri arabamı getirip otoparka bırakmıştı, ben de böylece rahatla varmıştım kardeşimin evine. Ne zamandır görüşmüyorduk, resmen burnumda tütüyordu. Kapıyı çalar çalmaz hemen açmış ve bana sarılarak içeri çekmişti.
''Seni çok özledim bebeğim, Oktay'ı buldun beni unuttun vallahi kırılıyorum.''
''Ben de seni çok özledim bitanem. Kim kimi unuttu gelin hanım? Hiç öyle üste çıkmaya çalışma, ben her zaman müsaitim.''
''Sanki artık o kadar müsait değilsin. Malum, sabahlar olmasın. Ya da geceler...''
''Ya, çok kötüsün ama.''
Kıkırdamalarımız ima ettiği şeyden sonra yaptığı mimiklerle daha da artmıştı. Tabii ki biliyordu ve kendi katkısı da göz önünde bulundurulduğunda, işin çoğunu o yapmış oluyordu.
''Sen olmasan ben biraz zor söylerdim, neden bu kadar çekindim anlamıyorum zaten. Harika bir şeymiş.''
''Sana karşı nazik miydi? Doğruyu söyle, yoksa kulağını hemen çekerim.''
''Ah, nazikten öteydi. O çok başka bir şey. Hala benimle olduğuna inanamıyorum Dilek ve onu çok seviyorum. ''
''Aşkın en güzel halini yaşıyorsunuz. Sana bir tavsiye, evlenme.''
''Neler ouyor güzelim? Ahmet'le sorunlarınız mı var? ''
Söylediği bir anda içimde tarifsiz bir korkuya sebep olmuştu. Kardeşimin mutsuz olabileceği düşüncesi bile beni titretmişti. Daha ne kadar olmuştu ki evleneli? Bunu söylemesi hiç iyiye işaret olamazdı.
''Bilmiyorum. Sanki bana eskisi gibi değer vermiyor artık. Hep iş için dışarıda geceleri. Yani son birkaç haftadır sürekli öyle. Benimle birlikte olmak istemiyor gibi hissediyorum. Aşk bu kadar çabuk biter mi ki?''
''Bunu onunla konuştun mu peki? Neden böyle davrandığını söyledi mi?''
''Sormadım, çünkü benden kaçıyor. Bir problemi var belli ki ama hiçbir şey anlatmıyor bana. İyi ki geldin bugün, ne yapacağımı bilmiyorum. Acaba Oktay onu alıp bir yerlere götürse de derdi neymiş öğrense olur mu? Bunu benim için ister misin ondan?''
''Ah kuzum elbette isterim ve elinden ne geliyorsa yapacağına eminim Oktay'ın. Sen tatlı canını üzme sakın, bir şey varsa mutlaka öğreneceğiz. Belki ailesi ile ilgilidir ya da işleriyle, herhangi bir şey olabilir. Yıllarca seni delicesine sevdiğini söyleyen bir adamın aşkı öylece bitmez.''
''Haklı olabilirsin, umarım öyledir.''
Üzüntüsü yüzüne yansımıştı resmen, şimdi onu boşladığımı düşünerek kendimden utanmış ve suçlu hissetmiştim. Bugün geldiğim için mutluydum ve Ahmet'in ne sorunu varsa öğrenmeye karar vermiştim an itibariyle. Kimse benim kardeşimi üzemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)
Mistério / Suspense"İnsan adını yaşarmış derler ya hani, bu yüzden miydi gözümden akan yaşın hiç dinmemesi?" Bir sır... Bir miras... Bir aşk... Hayatı 14 yaşında altüst olmuş olan Damla' nın, verdiği büyük savaş sonucunda bugünlere nasıl geldiğini ve hiç beklemediği a...