Bölüm 30

189 29 169
                                    

Oktay anlatımından;

Kenan'ın verdiği haberi bu kadar çabuk beklemiyordum açıkçası ve kendimi henüz bunu öğrenmeye hazır da hissetmiyordum ama belli ki zamanı gelmişti. Damla'nın meraklı bakışlarını üstümde hissediyordum ama henüz ona söylemeyecektim, en azından kendim öğrenene kadar. Çünkü beraber olursak vereceğim tepkileri kestiremiyordum. Derin bir nefes alarak gayet normal bir konuşmayı sonlandırır gibi telefonu sessizce kapattım.

''Kenan mıydı arayan? Sen MR'da iken aramıştı ama ben söylemeyi unuttum, sorun mu var?''

''Hiç, önemli değil canım. Girdiğimiz bir ihalenin sahibi illa benimle tanışmak istiyormuş, o da engelleyememiş ve yarına randevu vermek zorunda kalmış yoksa keybedebiliriz dedi. Biraz yoğun bir gün olacak belli ki, birkaç saat yalnız kalabilir misin?''

''İlkay mesaj attı, bugün benim MR'ımı çekmeyi unutmuşlar o yüzden biraz karışmış ortalık. Beni sabah birime bırakırsın oradan da Dilek'le buluşmaya giderim, sonra duruma göre haberleşiriz olur mu?''

''Tamam, harika olur. Bizimkiler etrafında olacak, merak etme. Şu sol tarafındaki ağrıyı da söylesen fena olmaz, değil mi? Bir şey varsa biliriz en azından.''

''Mesaj çok açıktı, senden ve sağlık takıntından kurtulamayacağım değil mi?''

''Hiç şansın yok.''

Gülümseyerek onu kendime çektim ve baldan tatlı o dudakların ahengine bıraktım kendi dudaklarımı. Öpmekten asla bıkmayacağım, doyamayacağım o dudaklar beni bir gün öldürmeye niyetliydi. Yürümesine izin vermeden kucakladım ve merdivenleri hızla çıkıp yatak odasına girdim. Onu yumuşak çarşaflara yerleştirirken gecenin nereye varacağı belliydi. Tişörtümü sıyıran sıcak elleri ve tenime çarpan nefesi ile ben çoktan harekete geçmeye başlamıştım. Bana bu kadar çabuk teslim olması ve benden önce kimseyle ilişkiye girmediği halde isteklerime saygı duyması ve benden farklı şeyler istemesi de çok hoşuma gidiyordu.

Uyandığımda Damla'nın çoktan kalkmış ve üstüne benim tişortümü geçirerek pencere kenarında dışarı baktığını görmüştüm. Sessizce yaklaşıp sarıldım, başımı o çok sevdiğim kıvrımlı saçlarının arasına gömerek derin bir nefes çektim içime. Bana yaşadığımı hissettiriyordu bu koku.

''Günaydın günışığım, çok oldu mu uyanalı?''

''Günaydın aşkım. Pek uyuyamadım bu sabah, gece kabuslar biraz peşimi bırakmadı.''

''Anlatmak ister misin?''

''Çok karışıktı, net hatırlamıyorum ama fırtına vardı ve alabora olmuş bir gemideydik seninle. Yüzmeye çalışsak da sanki görünmez bir el bizi  ayak bileklerimizden tutup aşağı çekiyordu. Çok karanlıktı ve çok da soğuk. Bugün dikkatli ol olur mu Oktay? Gelenleri iyi tanımıyorsun, herkesten, her şeyden şüphelenir oldum.''

''Merak etme işimi hızla halledip döneceğim canım. Sen de birime gittiğinde sakin ol, o adama bulaşıp moralini bozma sakın. Bizden sakladıkları şey neyse yakında öğreneceğim, bir planım var tamam mı?''

Sessizce başını sallayıp beni onayladı ve bedenini iyice bana yasladı. Camdan içeri dolan serin hava onun kadar beni de ürpertmşti. Bugün neler olcağını merak etsem de, delicesine korkuyordum. Ya doğruysa? Düşünmeden edemiyordum ve onu görene kadar da içim soğumayacaktı, biliyordum.

Hızlı bir kahvaltı ederek hazırlandık ve birime doğru yola çıktık. İçim hiç rahat değildi, Damla da anlamıştı bunu çünkü benim saçma bir ihaleyi bu kadar kafama takmayacağımı iyi biliyordu ama ses çıkarmamıştı. Arabayı spor salonunun otoparkına bırakıp asansöre kadar ona eşlik ettim ve aşağı yöneldiğini görünce de çıktım. Telefonum anında çalmaya başlamıştı, arayan Kenan'dı.

BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin