Bölüm 31

176 27 158
                                    

Selam, bölüme şarkı armağan ediyorum bu kez ve dinlemenizi de tavsiye ederim. Okuduktan sonra siz de armağan etmek istediğiniz şarkıyı buraya yazarsanız sevinirim, neler gelecek merak ediyorum. Keyifli okumalar... ❤

"Haluk Levent - Ben Bu Gece Ölmezsem"
(Özellikle ikinci kısım gizlerimize tercüman bana göre.)

Oktay anlatımından;

Öfke bedenimi terk ederken kendimi yavaşça duvara yaklaştırdım ve çöküp bir süre sakinleşmeyi bekledim. Bu arada kapı açılmış, Kenan ve İlkay içeri girmişti. Kırılmış bilgisayar ve yıkılmış masayı aşıp yanıma gelmişlerdi. Kafamı toparlamak için zamana ihtiyacım vardı, onunla ne yapacaktım şimdi ben? Hiçbir fikrim yoktu, kardeşim dediğim adama nasıl kıyacaktım? Kıymalı mıydım peki?

''İyi misin Oktay?''

Dizleri üstüne çöküp yanıma iyice sokulan İlkay'a kaydı bakışlarım. Gözlerimde yaşlar olduğunu biliyordum, umrumda değildi. İfadesinden Kenan'ın ona bahsettiğini anlamıştım. Biliyordu artık.

''Hayır, iyi değilim ve uzun süre de olamayacağım. Ben şimdi ne yapacağım İlkay? O benim kardeşimdi.''

''İnanır mısın bilmem ama, herkesten beklerdim de ondan beklemezdim. Senin kadar ben de şoktayım, 5 yıldır hepmizi kandırmış. Buna nasıl izin verdik, nasıl anlayamadık bilmiyorum.''

''Belli ki içinizde ona yardım eden biri var. Yaptıklarını örtbas edip onu temize çıkaran biri olmalı.''

Kenan iyi bir noktayı yakalamıştı yine. Başka biri çıkmasını çok isterdim ama ne yazık ki korktuğum yine başıma gelmişti. O gece Ahmet'le konuşurken söylediğim yalandan sonra hiç vakit kaybetmeden babama yetiştirmiş ve kendini ele vermişti sonunda. Aklıma takılan şey neden ona baba dediğiydi.

''Ona neden baba diyor olabilir? Yoksa gerçekten kardeşim mi?''

''Öyle olduğunu sanmıyorum, DNA testi yaparız istersen.''

''Ne yapacaksın?''

''Önce yüzleşmeliyim. Bunu bir de onun ağzından duymalıyım.''

Yerden kalkıp üzerimi düzelttim ve devreye girip doğru kararlar almama yardımcı olacak beynime minnettar olarak çıkışa yöneldim.

''Etrafı biraz dağıttım, özür dilerim Kenan. Bunun olacağını biliyordun değil mi? O yüzden beni bu boşalttığın odaya getirdin.''

''Biraz öyle oldu. Ben öğrendiğimde yıkıldım, seni tahmin bile edemezdim. Küçük bir önlem sadece, eşyaları kaybetmek olarak düşünme sakın, kendine zarar vermeni engellemekti amacım.''

''Biliyorum, sorun değil. Damla birimden çıkıp Dilek'in yanına gidecekti, korumalardan bir kısmını onlara yolla, her şeyin yolunda olduğundan emin olsunlar ve olabilecek bir şeye karşı da gözleri açık olsun. Ahmet yakalandığında birilerine haber yollamış olabilir. Gerekirse çatışmaya hazır olsunlar, ikisini de korumalarını istiyorum. Ne pahasına olursa olsun.''

''Olmuş bil, hemen ilgileniyorum.''

Biraz gerimizde kalıp telefonla ilgili kişilere talimatları veriyordu Kenan, ben de yanımda İlkay ile garajdaki arabanın gelmesini bekliyordum. Gelir gelmez içine atlayıp Kenan'ı da çıkıştan aldıktan sonra Kara Elmas'a doğru yönlendirdim arabanın yönünü. Bütün kaslarımın sertleşip beni sopa yutmuş gibi oturttuğunu biliyordum ama bir türlü rahatlayamıyordum işte. Arabada çıt çıkmamıştı biz varana kadar. Terk edilmiş bir tersanenin girişinden içeri süzüldüm, arabayı tanıyan adamlarımız hızla açmıştı önümüzü ve arkamızdaki iki araba artık geride kalmıştı. Park ederek indim ve kimsenin yüzüne bakmadan doğruca yan yatmış paslı gibi görünen ama içine girince hiç de öyle olmayan gemiye yöneldim. Adı gibi kapkara görünüyordu gözüme bu kez.

BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin