Yukarı çıkınca kıyafetlerimden kurtulduğum gibi kendimi duşa atmıştım. Tepemden akan ılık su üstümdeki çamurla beraber dertlerimi de alıp götürebilseydi keşke... Duş başlığını ortaya çekip altındaki mermerden yapılma tabureye oturdum. Hamam esintisi vermesi için bu şekilde bir taş yaptırdığıma şimdi memnundum çünkü ayakta durmaya mecalim kalmamıştı.
Suyun altında ağlayabildiğim kadar ağlamaya başladım, nasılsa kimse beni görmüyordu. Yanılmıştım oysa ki... Birkaç dakika sonra başımı Oktay'ın göğsünde yaslı bulmuştum. Ne ara geldiğini bile bilmiyordum. Elimi ağzıma bastırıp bağırma isteğimi engellemeye çalıştım ama çok zordu.
''Kendini sıkma, bu daha kötüsüne sebep olur. Ağla güzelim, istediğin kadar ağla.''
''Ben bunu hak edecek ne yaptım Oktay?'' diyerek koyvermiştim kendimi. Ona daha sıkı sarılıp nefes alamayana kadar ağladım. Sonra vücuduma değen nazik eller beni yıkamaya başladı. Gerilen omuzlarıma ve boynuma masaj yaparak her yerimi iyice köpükledi Oktay. Ona izin vermiştim, çünkü o çamur gitmezdi başka türlü. Saçlarımı köpürtüp duruladıktan sonra krem sürmeyi bile ihmal etmemişti benim düşünceli sevgilim.
Suyu kapatıp önce kendi bornozunu giydi ve yanıma gelip beni de giydirerek kucağına alıp yatağa taşıdı. O kadar iyi gelmişti ki... Yalnız bir titreme hali almıştı bedenimi, sanırım o kadar boşalmadan sonra sinir minir kalmamıştı bende artık. Oktay'ın kıyafetlerini hızlıca giydiğini fark etmiştim o arada. Öylece oturuyordum yatakta. Ne bir şey söylüyor, ne de yapıyordum. Şokta mıydım?
Dizlerimin dibine çöküp ellerimi avuçlarının içine alarak beni kendine bakmaya zorladı. Nedense yapamıyordum. Az önce aşağıda Kenan ile tartışırken onu küçük düşürmüştüm aslında ve şimdi bundan ölesiye utanıyordum. Bir de ondan önceki tehditim vardı tabii, nasıl bir aptaldım böyle?
''Nasıl hissediyorsun canım? Sana sakinleştirici getirmemi ister misin? Çok gerginsin, titremen de geçmedi hâlâ. Ya da doktor çağırabiliriz, çok ağrın var mı?''
''Hayır, iyiyim. Diğer şeyler onun acısını unutturdu resmen ama bir sakinleştirici fena olmaz. Doktora gerek yok.''
''Tamam, hemen getireceğim.''
Tam gidiyordu ki, kolundan tutup durdurdum ve yanıma oturttum.
''Oktay, ben aşağıda söylediğim şeyde ciddi değildim biliyorsun değil mi? Bir anda ağzımdan çıkıverdi işte, ona çok kızmıştım ve sen de engelleyince kendime hakim olamadım. Sana asla zarar vermem ben, kirpiğine yel değsin istemem aşkım. Beni affedebilecek misin?''
''O nasıl söz? Beni öldürsen sesim çıkmaz ki, hem unuttum bile ne dediğini. Sorun yok bitanem, sözler bizim aramıza giremez. Düşünme sen bunları.''
''Teşekkür ederim,sensiz ben ne yapardım? İyi ki yanımdaydın ve beni durdurdun, yoksa onun gözleri önünde ağabey dediği kişiyi vuracaktım. Ama benden bunca yıl saklamasını hazmedemiyorum. Kardeşimi korumuş evet, bunun için minnettarım ancak onu asla affetmeyeceğim.''
''Haklısın, tek kötü olmayan yanı onu koruyup sağ salim bu günlere getirmesi. Ne olursa olsun, yaptığı yanlış ve karar da senin. Onu öldürmediğin için de mutluyum, çekeceğin vicdan azabına değecek biri değil. Bırak ecel işini yapsın zamanı gelince, sen sebep olma.''
''Bir şey daha var, Kenan konusunda seni ezip geçtiğimi biliyorum ve bunun için çok üzgünüm ancak yapılması gerektiğini düşünüyorum. İyi bir zamanlama değildi, ben de ona patlamış gibi oldum biraz, yine de söylediklerimin arkasındayım.''
''Biliyorum bebeğim, onu uyarmıştım. Sana bu kadar bilenmesinin sebebi Ahmet'i kaçırırlarken Pera'nın da yaralanmış olması, bir günah keçisi arıyordu işte.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)
Mystery / Thriller"İnsan adını yaşarmış derler ya hani, bu yüzden miydi gözümden akan yaşın hiç dinmemesi?" Bir sır... Bir miras... Bir aşk... Hayatı 14 yaşında altüst olmuş olan Damla' nın, verdiği büyük savaş sonucunda bugünlere nasıl geldiğini ve hiç beklemediği a...