Bölüm 53

159 14 28
                                    

Damla;

İlkay'ın peşinden çalışma odasına giderek kurduğu düzeneğin başına geçtim. 13 kamerayı aynı anda görüyordum, Cengiz elindeki vericinin ekranına bakarak hala orada olduğumu düşündüğü için sırıtıyordu ekibi kapıyı açmaya çalışırken.

Aptal!

Atilla hala ondan yana olduğunu düşünmesi için Oktay'ın kolyeme yerleştirdiği sinyali bulduğunu söylemişti, tabii ki ona şifreleri biz vermiştik böylece planlarını öğrenmeye devam edecektik. Ondan asla şüphelenmezdi artık. İşe yaradığına seviniyordum.

Geride bıraktığımız birkaç güveliği ise uyuttuklarını görmüştük kameradan ve onlar girer girmez de adamlarımızı başlarına bir şey gelmeden bekleyen bir tim hemen oradan uzaklaştırmıştı.

An itibariyle içeri girmişlerdi ve doğruca yatak odama çıkıyorlardı. Aldıkları sinyal orayı gösteriyordu. Cengiz sessizce girdiğini düşünmesi için gitmeden yağladığımız kapının kulpunu tutup hafifçe iterek odaya sızmıştı. Elindeki ekrana bakıp bir kez daha emin olduktan sonra yorganı kaldırmıştı. Yatakta bulduğu ise sadece benim gibi giydirilmiş ve peruk takılmış bir cansız mankendi. Mankeni yere atıp her yeri dağıtmaya başlamıştı küfürler eşliğinde. Adamları evi darmadağın ederek beni ararken o eli belinde bekleyip odamı karıştırıyordu. Yanında getirdiği 11 kişi evi didik didik edip benden, bizden hiçbir iz bulamadığında Cengiz öfkeyle elinin altına ne geçtiyse fırlatıp öfke krizine girmişti. Hiçbir zaman sakın biri olmamıştı zaten.

Ev telefonunu çevirip arama tuşuna bastım, çalıyordu. Kendisinin açması gerektiğini biliyordu, açmıştı da.

''Ne oldu, planın yine suya mı düştü?''

''Nasıl yaptın bunu bilmiyorum ama seni bulacağım. Burayı kazıp yer altında bile olsan ortaya çıkaracağım seni.''

''Öyle mi? Sence yer altında mıyım? Şimdi bak bakalım ekrana, neredeyim?''

Düğmeye bastığında onun gördüğü şeyi ben de görmüştüm, aynı anda 7 farklı sinyal belirmişti hareket eden. Ev hariç her yerde görünüyordum şuan.

''Bu nasıl olur?!''

Şaşkınlığını kameradan bile seçebiliyordum. İlkay sayesinde beni bulduğu vericiyi kopyalayarak dünyanın yedi ülkesine dağıttığımız adamlarımızın üstüne vermiştik, orada bile olsam bulması imkansızdı artık.

''Gerçekten beni yakalayabileceğini mi sanıyordun Cengiz, ben her yerdeyim ve herkesim ama sen hiç kimsesin. Yıllarca seni engellediğimi söyleyip durmuştun bana, bak ben gidince hiçbir şeyin kalmadı. Yanlış atı oynadın ve battın Cengo. Ama benim seninle daha işim bitmedi, görüşeceğiz.''

''Karşıma çıkmaya cesaretin olsaydı şimdi burada olurdun.''

''Kışkırtma yöntemi bende işe yaramaz, karşına çıktığımda son görüşmemiz olacak ve o zaman kim cesaretli anlayacağız. Benden çaldığın yılları, ettiğin zulümleri, bilerek kaçırtıp yaptığın işkenceleri, her şeyin bedelini sana ödeteceğim.''

Birimden aldığımız bilgileri incelediğimizde kaçırılıp işkence gördüğüm zamanın kaydını bulmuştuk. Bunu yapanların karşı taraf olduğunu düşünmüştüm ama işin aslı öyle değilmiş. Bunu öğrenmek mideme yediğim bir yumruk gibiydi. Acısı hiç geçmeyen ve aklıma geldikçe hep kendini hatırlatan bir yumruk gibi.

Güya bilip söylemediğimi düşündüğü bilgileri açıklamam için bana hepsini o yaptırmıştı. Bilinçaltımın zor anımda ortaya çıkacağını düşünerek yaptığını yazmıştı gizli günlüğüne. Onun için bir çeşit tedavi yöntemiymiş. Suçu da onlara atmıştı ayrıca. Bir şey çıkmayacağını anladığında da, eliyle koymuş gibi bulmuştu beni. İnanamıyordum, o kadar acı ve sonrasında yaşadıklarımı bir ben biliyordum.

BİR DAMLA AŞK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin