Asahi Azumane

623 32 29
                                        

-Angst içerir: Ölüm-

İçinde bir can taşıdığını öğrendiğin an, senin en mutlu anındı. İçindeki canı kaybettiğini öğendiğin an ise en kötüsüydü.

Unutmak istedin, silmek istedin aklından, aklınızdan. Kimsenin seni bu yüzden arayıp seni mutlu etmeye çalışmasını dinlemek istemedin. Açmadın telefonlarını, kocanın halini görmemek için de açmadın gozlerini.

Akşam olduğundaysa hala içinde bir acı vardı ama şu anda birbirinize ihtiyacınız vardı. Toparlanamasanız bile toparlanmaya çalışmaya ihtiyacınız vardı. Birbirinizden ayrılmamanız, en kötü gününüzde birbirinize sahip çıkmanız gerekiyordu.

Bu yüzden yaşlı gözlerinle ayağa kalkıyorsun ve evin içinde bebek gibi davranan kocana bakınmaya başlıyorsun. Ondan gelecek en ufak bir sese muhtaçsın.

Yine de dokunsa ağlayacak, sana baksa boşalacak gibisin. Yıkılmadın, ayaktasın ama kanıtlayamazsın. Dağılmışsın, kendi haline bile bakmak istemiyorsun. Gözyaşlarını silecek halin kalmamış ama hala savaşmaya çalışıyorsun.

"Azumane," ağzından bir mırıltı olarak çıkıyor eşinin adı. Onu balkonun kapısında görüyorsun. Camdan dışarı bakıyor, kendinde ayakta kalacak gücü bulabilmiş.

"Bunun hakkında konuşmak istemiyorum." Seni, kendisine çekiyor. Gözlerin bir daha dolmaya başlıyor, bir daha bir yumru oturuyor boğazına.

"Özür dilerim," ağzından bir hıçkırık çıkarken ona daha fazla siniyorsun. Daha fazla yapışıyorsun onun sıcak vücuduna. "Yeteri kadar dikkat etmedim."

"Konuşmak istemiyorum dedim, hayatım." Titreyen ses tonuyla senin saçlarını okşamaya başlıyor. Sana yeteri kadar nazik olmaya çalışıyor. Kalbini kıracak en ufak bir sözden kaçınmaya çalışıyor. "Beraber olmamız gerekiyordu."

"Hayır, onunla-"

"Biraz uzanmaya ve kafa dağıtmaya ne dersin?" Belli etmemeye çalışıyordu ama bu koca bebek fazla duygusal birisi. En sonunda onun ağzından hıçkırıkların kaçacağını biliyordun ve o zaman için onun yanında kalmaya karar verdin.

Odanıza geçtiniz ve yatağınıza uzandınız. Açıkçası, ilk bir kaç dakika için aynı yatakta yatan iki yabancı gibiydiniz. Daha bir kaç gün önce senin karnını okşayıp bebeğe tatlı sözler söylediği aklına geldiğinde gözlerinin dolmasını engellemek için ona arkanı döndün.

Senin durumunu fark etmişti. İkinizin de dağınık bir durumda olduğunu biliyordu. Buna dayanamadı. Sana yavaşça yaklaştı ve ellerini direkt olarak karnına koydu. Onun bu dokunuşundan irkilmiştin. Ellerinin karnında gezinme hissi seni bir boşluğa düşürmüştü.

"Üzülme bebeğim," sana sesleniyor sandın ama onun ağzından çıkan diğer cümlelerle nedensiz bir şekilde yüzüne bir gülümseme oturdu. "Annenle sana iyi bakacağız."

imagine haikyuuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin