-Kucağında uykuya dalmak-
İkiniz de yorucu bir günün ardından soluğu birbirinizin yanında almıştınız. Normalde, bugün için dışarıya çıkma planlarınız olsa da onun antrenmanları ve senin performans ödevlerin yüzünden bunu yapamadınız.
"Darling, darling doesn't have a problem. Lying to herself 'cause of her liquor's top shelf."
"Televizyonda hiçbir şey yok." Atsumu, elinde tuttuğu kumandayı sehpaya koyarken göz ucuyla sana baktı. Elinde neredeyse soğumak üzere olan kahve kupasını tutuyordun ve gözlerin yarı açık bir biçimde kapalı olan televizyonu izliyordun.
Yanakların, uykusuzluktan hafif kızarmıştı. Atsumu, senin bu haline gülümsedi ve ayağa kalkarak televizyonun fişini çekti. Zaten kapalı olan televizyonun ışığı söndüğünde gözlerin bu sefer tamamen kapanmıştı.
"It's alarming honestly, how charming she can be. Fooling everyone, telling Hum she's having fun."
Atsumu, yavaşça senin bedenini kaldırdı ve kollarının arasında kaybolmana izin verdi. Alıştığın bedenin hatlarına sarıldın ve kafanı onun göğsüne gömdün. "Herhalde sende de uyku diye bir şey kalmamış."
"She says: 'You don't want to be like me, don't wanna see all the things I've seen. I'm dying, I'm dying."
Uykunda, Atsumu'nun ne dediğini anlamasan da, onaylayan bir mırıltı çıkarttın. Atsumu, senin bu halinle biraz eğlenmeye karar verdi. Aklındaki düşünceler ile yüzüne adi bir gülümseme oturttu ve seni hızlıca yatak odasına çıkarttı.
"She says: 'You don't want to get this way, famous and dumb in an early age. Lying, I'm lying."
Senin yatağa uzanmana izin verdikten sonra cebinden telefonunu çıkartarak kameraya tıkladı. "Hm, bu hayattaki en yakışıklı erkeğin benim olduğumu mu söylüyorsun, hayatım?"
"The boys, the girls... They all like Carmen. She gives them butterflies, bats her cartoon eyes."
Yatakta diğer tarafa dönerken ağzından bir kere daha onaylayan bir mırıltı çıkarttın. "Ve sen beni hak etmiyor musun?"
"She laughs like God. Her mind's like diamond. But on tonight, she still shining like lightning."
"Oh, bebeğim. Beni fazla mutlu ediyorsun."
"Aynen Atsumu." Bu sefer yüzünü yastığına gömüp kaşlarını çattığında Atsumu, senin yakın bir zamanda kendine gelebileceğini anladı. Çünkü eski huzur dolu yüzün yavaş yavaş huzursuzlaşmaya başlıyordu.
"Carmen, Carmen... Staying up 'till morning. Only seventeen but she walks the streets too mean."
Telefonunu komidinin üstüne bırakarak yavaşça senin yanına yatmadan önce yorganı kaldırarak seni örttü ve sonradan yanına uzandı.
Gözleri yanaklarında, kapalı gözlerinde, hafifçe titreyen kirpiklerinde, yüzünün bir bölümünü örten saçlarında gezindi bir süre. Ardından saçlarını geriye iterek alnına yumuşak bir öpücük kondurdu.
"İyi geceler, güzelim."
---
şarkı
Lana del rey- Carmen

ŞİMDİ OKUDUĞUN
imagine haikyuu
Fanfiction"can't hold me down 'cause you know, I'm a fighter." "Find me and I'm gonna leave with you!"