--- çok çok çok özür dilerim bu bölüm hiç içime sinmedi ya... resmen yazmak için yazdım. ve kesinlikle aklıma fikir gelmedi diye içinde bulunduğum durumdan esinlenmedim
-Hasta olduğunda seninle ilgilenir.-
Sabah kalktığında iştahsız olmandan, boynunun ağrımasından ve halsizliğinden zaten hasta olacağını düşünmüştün ama hastalığının seni bu kadar yoracağını tahmin etmemiştin.
Yatağında uzanıyorsun ve başının ağrısını unutmak için derin nefesler almaya başlıyorsun. Aynı zamanda ağlamamaya çalışıyorsun. Ağladığın zaman ateşinin daha da yükseleceğini ve baş ağrının artacağını biliyorsun çünkü.
Kısacası harap bir haldesin. Yataktan çıkacak bir halin bile yok ve bu günü nasıl geçireceğin hakkında en ufak bir fikrin bile yok.
Kocan Tetsuro'nun şu anda işte olması gerektiğini bildiğin için onu işinden alıkoymamak için yazmak da istemiyorsun ama bu duruma daha fazla ne kadar dayanabileceğini bilmiyorsun.
Yatakta doğrulmak ve ağrı kesici almak istiyorsun. Soğuk hava, büyük bir ihtimalle yüksek ateşten dolayı sana öyle geliyor, tenine vurduğunda sonu gelmeyecek bir titreme vücudunu kaplıyor. Daha doğrulamayan bedenini bir kez daha yorganın altına mahkum ediyorsun.
Bir kaç saat geçiyor ama senin durumun hala aynı. Uyku ve uyanıklık arasında bir yerdesin. Dış kapının açıldığını duymuyorsun. Kuroo, sana sesleniyor ama cevap vermiyorsun.
İlk olarak oturma odasına bakıyor ama seni göremiyor, ardından mutfağa, sonra salona... Senin yatak odasında olabileceğin onun aklına gelmiyor.
Senin yatakta uzandığını gördüğünde uyuduğunu düşünüyor ve gülümseyerek alnına bir öpücük konduruyor. Alnındaki ateşi hissettiğinde hızla üstündeki yorganı üzerinden kaldırıyor. Ellerinin tersiyle boynunun sıcaklığına bakıyor.
Titrediğini fark ettiğinde derin bir nefes veriyor. Ne yapması gerektiğini ilk başta bilemedi. "Pekala," ellerini saçlarından geçiriyor ve geriye yaslanmalarına neden oluyor. "Seninle ilgilenme zamanım gelmiş."
Kollarını bedeninin altından geçirerek seni kucağına alıyor. Sıcak bedeni hissettiğin anda biraz daha sırnaşıyorsun ona. Seni banyoya götürdükten sonra kıyafetlerinle beraber küvetin içine koyuyor ve bir anda soğuk suyu açıyor.
Soğuk su, senin kendine gelmene yardımcı olsa da içinden Kuroo'ya küfür ediyorsun. "Kuroo, soğuk!" bedeninin daha da titremesiyle Kuroo derin bir nefes veriyor.
"Sadece bir kaç dakika beklesen?" yavaşça bütün bedenine soğuk suyu tutuyor ve seni bu işkenceden kurtarıyor. "İşte," seni bir havluyla çevrelerken gülümsüyor. "Bitti."
Üzerini değiştiriyor ve seni önüne oturtarak saçlarını kurutmaya başlıyor. Ellerinin, senin saçlarında gezinmesi bedeninde var olan yorgunluğun tekrar kendini göstermesine neden oluyor.
"Biraz bekle, ben sana çorba yapıp getiriyorum." Onun çorba yapabildiğinden bile emin değilsin ama bu ilgili hali seni mutlu ediyor. O odadan çıktıktan bir kaç dakika sonra çorba tarifi videoları izlediğini duyabiliyorsun.
•••
"Tamam, az kaldı." Yaptığı bol limonlu çorbanın kötü olduğunu söyleyemezdin. Sadece daha fazla içmek istemiyordun. O ise sabahtan beri midene hiçbir şeyin girmediğini söylüyordu.
Ağzına zorla bir kaşık daha soktuktan sonra onu da yutuyorsun. Çorbayı sana içirdikten sonra ağrı kesici ilaçları içmen için sana mutfaktan bir bardak su getiriyor.
Akşam sen uyurken durmadan ateşini kontrol ediyor, eğer ateşin artmaya devam ederse senin için bir bezi ıslatıyor ve alnına yaslıyor.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
acaba neden topu orta parmağı ile çeviriyor KSNDNSJSJF