loving you is a losing game

755 35 46
                                    

-ANGST IÇERIR-
--ÜZÜLDÜĞÜNÜZ ZAMAN ANNEMDEN GIRIP BABAMDAN ÇIKMAMANIZ RICA OLUNUR--
---Nishinoya Yuu---

şimdi bana bu angst yüzünden kızmayın
abi istek yok. eh, ben de kafama göre bulduğum şeyleri yazıyorum
hem bence çok da hoş oldu
AMA ARTIK YORUM ATIN GAYRI
70 BÖLÜM OLDU BE

Kaybetmek istemeyeceğimiz çok şey kaybettik. Sevgili Noya, sen bunlardan bir tanesisin.

Günler geçtikçe beraber geçirdiğimiz zamanların farkına daha da fazla varıyorum, sanki daha önce bunun farkında hiç olmamışım gibi.

Bir kedi aldım, tüylerinin bir kısmı sarı. Senin gibi hiperaktif ve beni üzgün olduğumda mutlu edebiliyor. Bana seni hatırlatıyor.

Gittiğinden beri, hala toparlanabilmiş değilim.

′°′

Yetimhane duvarları, çocukların kaçışını engellemek için büyük desteklerle kapatılmıştı ama Y/N, her zaman kararlı birisiydi. Şu anda Nishinoya ile buluşmak istiyorsa onunla buluşacaktı.

Henüz Nishinoya'ya bir yetimhanede kaldığını söylememişti. Bu yüzden onu beklemek yerine buluşacakları yere hep ondan daha önce gitmek için uğraşıyordu.

′°′

"Çok güzel keman çalıyorsun." Içeriye giren sarı saçlı çocuğa şaşkınlıkla bakıyorsun. Gözlerini yeniden noktalarına götürmeden önce hafifçe gülümsüyorsun.

"Madem beni keman çalarken yakaladın," omzunu silkerek söyledin. "Bunun için daha fazla kendimi kasmama gerek kalmadı."

"Benden bunu neden saklıyordun ki?!"

′°′

Ben dayanamazdım, Noya. Sesin duvarlarda ve aklımda durmadan gezinirken rahat uyuyamazdım. Üzgünüm, ben güçsüz birisiyim. Seni unutmayı diledim.

Her geçen gün sen, aklıma milim milim daha fazla kazınırken mümkünmüş gibi seni unutmayı diledim. Sosyalleşmeye çalıştım, kemana devam ettim, güldüm... Sonuç olarak unutamadım.

Ama bir yandan da bu, sana ne kadar değer verdiğimi gösteriyor ve senin mutlu olacağını düşündükçe rahatlıyorum.

′°′

"Y/N," yüzümde bir gülümseme varken adımı telafuz edişini hala hatırlıyorum. Üzgündün ve senin bu alışılmadık halini görünce bir anda gülümsemem silinmişti. Sadece salisesinde beni etkilemeyi başarmıştın. "Bazen güçsüz kaldığın zaman başkasına açılmam gerektiğini bana anlatmıştın. Herhalde sana anlatmam gerek."

′°′

O gün senin ağladığını gördüğüm ilk gün oldu. Bana bir nedeninin olmadığını söylemiştin. Aynı zamanda bana ilk yalanını o gün söyledin ama zaman geçtikçe yalanların arttı. Sadece ben fark edemedim.

Bunları anlamam için ölmen gerekmiyordu Noya, ben seni her zaman affederdim.

′°′

Sende bir değişiklik vardı ve eskiden olan enerji patlamaların sıklığını yitirmişti. Ilk gelmediğin gün, ihtimal vermesem bile, unutabileceğini düşündüm. Gerçi benim ihtimal vermediğim daha neler gerçekleşmişti ama...

′°′

Ilklerin çoğunu seninle yaşamış olmak, ölmeseydin şu anda yüzümde saf mutluluğun tebessümünü yansıtarak anlatacağımız şeyler olurdu ama tek başıma buruk bir gülümsemeyle kimseye anlatmadan düşünmek zorunda kaldım.

Sana kızgın değilim Noya, zamansız ayrılmayı kimse istemez ama sana kırgın olmam, kızgın olmaktan daha fazla canımı yakıyor.

′°′

Seni sevmek kaybedilen bir oyundu ve ben oynadığımız oyunların hepsini kaybetmeme rağmen en fazla buna üzüldüm. Oysaki bu sefer, yeneceğimi düşünüyordum.

Sana ilk sarıldığım zaman da asla unutamadığım zamanlardan bir tanesi. Hoş, artık hiçbir şeyi unutamıyorum.

′°′

Yağmur yağarken delice gülüp parkta koşuyorduk. Deniz, soğuğun etkisinden midir bilinmez, iyice bozulmaya başlamıştı. Ara sıra şimşekler çakıyordu ama ilk kez bu kadar korkusuz hissediyordum.

O zaman tam olarak nasıl gelişti bilmiyorum ama sana sarılmak istedim, tamamen içimden gelen bir hisle hareket ettim. Beni o saçma durumda yalnız bırakmadın.

O gün veya sonraki günlerde bana, sana nedensiz bir şekilde sarılmamın amacını asla sormadın. Sana minnettarım. Çünkü diyecek hiçbir şeyim yoktu.

′°′

"Gün sonlarını hep daha fazla sevdim." bir anda söylediğin bu söz, içinde bulunduğumuz duruma ne kadar uyuyordu bilmiyorum ama sorgulamadım. Bunu da son zamanlarda bir anda değişen ruh haline vermiştim. "Bana iyi geçirilen bir zamanın da biteceğini hissettiriyor," o zaman gözünden bir yaşın akıp akmadığından emin değildim ama şimdi bunu biliyorum. "Her ne kadar hiç bitmeyecek gibi hissetsek de."

"Sana hiç bitmeyeceğine dair söz verebilirim," ben tutamayacağım sözler vermezdim. "Ve bunu tutacağım."

"Biliyorum," gülümseyerek ellerini çeneme koyarak başımı dikleştirdin. Beni öpmeden önce dudaklarından dudaklarıma şu sözler döküldü. "Sen tutamayacağın sözler vermezsin."

′°′

Ve ben hala sözümü tutamamış değilim Noya ama eğer seni unutsaydım sözümü tutamamış olurdum.

Seni asla unutmamak dileğimle.

imagine haikyuuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin