imagine haikyuu

Terushima Yuuji

-Bu bebekle sevgili olmak-

-Seni ilk başta bir kaldırımda gördü. Elinde tuttuğun test kitapları ile bir yere yetişmeye çalışıyor gibi duruyordun.

-Aslında seni gördüğü ilk zamandan beri sana karşı bazı şeyler hissediyordu ama Terushima'yı bilirsiniz, fazla flörtöz birisi. Bu yüzden bu hislerini ciddiye almadı ve yüzündeki sinir bozucu gülümsemeyle senden telefon numaranı istedi.

Hadi bazı örnekler vereyim:

"Aaa, telefonun ne kadar güzel?! Numarası ne?"

Buna kanmadın.

"155, aradığın zaman ben çıkıyorum."

(Eminim ki Japonya'nın polis numarası bu değil KAJDJAJDJR)

Bunu demenin ardından seni polis sandı.

"Kendi telefon numaramı kaybettim. Seninkini alabilir miyim?"

En sonunda tokadı yediğini söylememe gerek var mı?

Belki tokadı yediğini belirtmeme gerek yok ama asla vazgeçmediğini belirtmeme gerek var. Bu bebeğin inadı yüzünden şu anda parmağında bir yüzük var zaten.

"Birini aramam gerek de telefonunu kullanabilir miyim?"

Bu soruyu sorduğunda elbette kuşkulanmadın diyemem. Yine de etrafta kimse yoktu ve gerçekten önemli bir durum söz konusu olsaydı büyük bir soruna yol açmaktan korktun.

"Ah, elbette." Ürkekçe çantandaki telefonu çıkartarak avına yaklaşan kaplanın pençelerinin arasına bıraktın.

Bir kaç numara tuşlama sesinden sonra çok yakından gelen bir telefon çalma sesinin ardından bu Chucky'ye bakmaya başladın.

Yüzünden asla silinmeyen, daha doğrusu oynamadığı zamanlar hariç, sırıtışını göstererek cebinden kendi telefonunu çıkartarak seninkini senin ellerine geri koydu. "Artık birbirimizin telefon numarasına sahibiz. Beni nasıl kaydetmen gerektiğini düşünmeye başlayabilirsin. İstersen yardım da edebilirim."

Ve bir çok saçma isim tavsiyeleri.

İşte o zamandan beri ona Chucky diye sesleniyorsun. Çünkü kendisini çok büyük gördüğü bir zamanda aklına gelmişti. "Chucky de öldürme planları yapıyordu ama bunları tamamen gerçekleştirmek için fazla kısaydı."

Ona göz kırpıp arkanı döndüğün an, sana aşık olduğu andı.

-Ve sonu olmayacak bir ilişkiye sürüklendiniz.

-Fazla yapışkan birisi. Gerçek anlamda. Sana sarılmayı seviyor. Çoğunlukla ıslak veya üzerine bir şey dökmüş oluyor. Bu da onu yapışkan yapıyor.

-Onunla neredeyse 7/24 öpüşecek duruma geldin.

-Uyumadan önce atılan bol kahkahalar ve yad edilen günler.

-Bazen hala tam bir bebek gibi davranıyor.

-Mesela ona istediğini vermediğinde.

-Ama sana bu Chucky'nin fazla inatçı olduğunu söyledim. Eh, biraz da yavşak birisi.

- "Telefon numarası?"

"Yuuji! Biz üç yıldır evliyiz!"

-Sadece iyi bir koca değil, aynı zamanda çok iyi ve yapışkan bir baba.

-Çocuklarınız bazen onunla dalga geçer.

-Onlara yüzme öğretmek için kayalıklardan denize attı ve kaçtı.

-Neyseki korkunun gerçekten ecele faydası yok. Çocuklarınız yaşıyor.

-İşin garip kısmı: Yüzebiliyorlar da...