Uzun bir süredir İwaizumi, biraz huzursuz davranıyordu. Sanki sana daha fazla yaklaşmak istemiyormuş gibi, sanki onun dokunuşları senin canını yakıyormuş gibi... Onunla bunu konuşmaya çalıştığın her anda huzursuzluğu daha fazla artıyor gibi duruyordu.
Buna anlam veremiyorsun sadece, mükemmel giden bir ilişkiniz vardı. Hatta fazla mükemmel. Şimdi ise ona karşı nasıl davranman gerektiğini bile bilmiyorsun. Sadece bekliyorsun, onun bir şeyler yapmasını ya da en azından sana kısa da olsa bir açıklamada bulunmasını.
Aslında İwaizumi'nin seninle arasına biraz mesafe koymasının nedeni, senin, yakınlığınızdan sıkıldığını düşünmesiydi. Senin de anlayacağın gibi İwa senin hakkında fazla aptal kararlar verebiliyor. Hatta bana sorarsan senin hakkında verdiği en iyi karar seninle sevgili olmaktı.
Şimdi ise onun yüzüne sinirli bir şekilde bakıyorsun. Bu bakışın onun kaçışına izin vermeyeceğinin bir göstergesi. "Artık bana bir şeyler hakkında açıklama yapman gerek! Yoksa bunun daha fazla yürüyeceğini-"
Oh tamam, bunun olmasını beklemiyordun. Bir kaç haftadır senden kaçmaya çalışan sevgilin şu anda resmen senin kollarının arasındaydı ve dudakları da senin dudaklarının... Çok çabuk yumuşadığını kabul etmek gerek. Yine de aklında hala sorular var.
Omzunda ıslaklık hissedene kadar hala ona sinirliydin ama onun ağlamasına nasıl dayanabilirdin ki?
Dudaklarınız ayrıldığında onun kafasını omzuna yasladın ve yavaş yavaş saçlarını okşamaya başladın. "Şimdi bana neden böyle davrandığını anlatır mısın?" Derin bir nefes verdiğinde boynuna vuran sıcak hava ile yüzüne ister istemez bir gülümseme oturttu.
"Bilmiyorum, fazla mı ilgisiz bir erkek arkadaşım? Sanki sana yeteri kadar ilgi göstermiyormuş gibi hissediyordum. İster istemez bunu düşünürken senden daha da uzaklaştım."
"Evet, sen koca bir aptalsın." tamam, senden büyük bir destek beklemiyordu ama en azından onun bu gergin halini rahatlatacak bir iki kelime sarf edemez miydin? "Bunu düşünmek için beynini yormana gerek yoktu bebeğim, o küçük ceviz tanesini yormak istemeyiz."
Hajime'nin alnına küçük bir öpücük kondurdun. Sanki onu aşağılamıyormuşsun da onu övüyormuşsun gibi davranıyordun. "İlgisiz değilsin, inan bana, ilgisiz olsaydın peşinden beni umursamadığın zamanda bile gezmezdim." Yüzüne bir gülümseme oturttun.
"Um, teşekkür ederim." Cümlelerin onun ağzından utangaç bir şekilde şekilde çıkışına gülümsedin ve onun yüzünü ellerinin arasına aldın.
"Şu suratına bir baksana! Bir domuza benziyorsun!"
"Y/N! Tamam, kes şunu!" Onun söylenmeleri arasında yanaklarını mıncırmaya başladın.
Demek istediğim o ki: Siz kavga falan yaşamıyorsunuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imagine haikyuu
Fanfiction"can't hold me down 'cause you know, I'm a fighter." "Find me and I'm gonna leave with you!"