gnossienne²

453 33 0
                                    

-Üzgünsün ve hayatına bir şekerle giriyor.-
--Kageyama Tobio--

′°′
Gözleri buğulu adam, kötü şeyler yapmak zorunda kaldı. Üzmek zorunda kaldı, kendisi üzülürken. Camdan bakan kızın gülüşün yavaş yavaş kaybolduğunu fark etti ve pişman oldu.

Ve ben bu hikayenin sonunu biliyorum.
′°′

Spor ayakkabılarını eline alarak evden çıkıyorsun. Elindeki notaları yavaşça yere bırakarak bağcıklarını bağlıyorsun. Apartmanın beyaz duvarlarının üstüne çizilmeye başlamış resimler ilgini çekiyor. Karşı komşunun bir ressam olduğunu biliyordun ve bu kadar güzel resim çizebilecek başka kimseyi tanımıyordun.

Notaları eline aldın ve asansöre bindin.

Sokaklar her zamanki gibi kalabalıktı. Her yerden akın akın gelen insanların her biri bir yerlere yetişmeye çalışan, işi gücü olan, meşgul insanlardı. Sen de onların arasına girerek gideceğin yere ilerlemeye başladın.

Gideceğin yere yaklaşıyordun ama sana yollar durmadan uzuyormuş gibi geliyordu. Dün geceki soğuk yele rağmen yapraklar milim dahi oynamıyordu. Sıcak seni iyice bunaltırken sonunda tiyatro binasına girdin.

Girişinde yazanlar her zaman hoşuna gitmişti. 'Burada hepimiz trajediden ibaretiz.'

Bugünün tiyatrosunda balerinlerin olduğu sahnede çalacak ve ara sıra tiyatro için ritim verecektin. Şimdilik işin bundan ibaretti.

Küçüklüğünden beri oradan oraya koşuşturan bir hayatın içindeydin. Annen ile beraber okula yetişir, oradan çıktıktan sonra kurslara katılır, ondan sonra da derslerini yetiştirmenin peşine düşerdin.

Hayat o zamanlar bir yarıştan ibaretti ama sen izlediğin yolda koşan tek kişiydin. Hep birinci, hep çabalayan.

Amaçların, kardeşlerininkinden farklıydı her zaman. Bir mühendis olmak, bir doktor olmak veya bir avukat olmak değildi. Çok zengin olmak da istemiyordun. Hatta mutlu olmak bile gelecek planların arasında değildi.

Onun yerine bir sanatçı olmak istedin. Ellerin piyanonun üstünde gezerken eklemlerinin hareketlerini gözlemledin, boş zamanlarında oturup boş bir kağıdı betimledin. Tonlarca kalem bitirmek istedin bir haftada.

Bazen bir nezarethaneye düşüp bayılmak ve uyandığında başka bir evrende olmak, bunu da istedin.

Hayal etmenin sonu yoktu. Aklına geldikçe istedin, mağaza camlarında gördüğü çoğu şeyi beğenen bir çocuk gibi.

Sağ eline takmış olduğun saate baktın ve gösteriye kaç dakika kaldığını hesapladın. Annen ve babanın gelecek olmasını bilmek, kendini fazla gergin hissetmene neden oluyordu.

Prova odasına girerek sahnenin köşesindeki piyanoya yaklaştın. Açtın ve yavaşça oturdun. Notları önüne koydun. Notalarda gezdirdin gözlerini ilk olarak. Sonrası geldi zaten.

Sen çalarken içeriye girmiş olan kişiyi fark etmedin, o da kendini fark ettirmek için çalışmadı. Sessizce dinledi, nedendir bilinmez, bir şey unutmuş gibiydi. Sen daha bitirmeden araya girdi ve dikkatini bozdu.

"Müziğini bölmek istemezdim ama eğer bir kaç dakikaya buradan çıkmazsan müzik planlarını çok sonraya ertelemen gerekecek." Bir anda gelen sesle hızlıca kafanı oraya çevirdi. Sen fark etmeden sahnenin ortasına kadar nasıl gelebilmişti?

"Ya eğer herkes kadar günahkarsam ve her gün ölmeyi dileyen biriysem?"

"Sana öyle olmadığını kanıtlarsam buradan çıkar mısın?" Kaşlarını havaya kaldırdın ve 'cüretkâr' diye geçirdin içinden.

'Dene.'

'Çok güzel piyano çalıyorsun.'

imagine haikyuuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin