-Onunla bir dağda yıldızları izlemek.-
Uzun zamandır ilerleyen ilişkiniz gerçekten çok iyi gidiyor. Artık ortak bir hobiniz bile var! Ve bu hobiniz yıldızları izlemek.
Kısa kaçamakları daha fazla sevdiğiniz için hemen gidip geri gelmelik bir yer seçtiniz bu güzel hobinizi gerçekleştirmek için. "Eğer bir kızımız olsaydı adını Alnilam koyabilirdik."
"İkizler takımyıldızında değil mi o?" Gülümseyerek ona dönüyorsun. Senin ona döndüğünü bilmeden yüzünde ufak bir gülümseme oluşuyor. "Ben Vega'yı tercih ederim."
"O da güzel ama sence de Alnilam daha narin gibi durmuyor mu?" Onun göremeyeceğini unutarak başını olumlu anlamda sallayarak gökyüzüne yeniden bakmaya başlıyorsun.
"Haklısın. Alnilam daha narin ama Vega soyadına daha fazla uyuyor." Daha ortada olmayan bir bebek hakkında konuşmanız sana ne kadar komik gelse de sadece hayalinin bile güzel olduğu bu anı bölmek istemiyorsun.
"Oh," bir an senin dediğin şeyi düşünüyor. 'Suna Alnilam' ve 'Suna Vega'. Aralarından bir tanesi seçmek gerçekten zor gözüküyor. (kusura bakmayın çocuğun adını da ben seçiyor gibi oluyorum ama-)
"Aslında bu kadar yıldız arasından şekilleri nasıl çıkarttıklarını anlamıyorum. Yani, bulutlar falan belirli oluyor ama nasıl yıldız topluluğundan fincan ve kepçe çıkarabilirler ki?" Konunun uzamasını istemeyerek hızla başka bir şeyden bahsetmeye başladın.
"Belki de fazla hayalperest insanlardır. Herkes düşünemez bunları herhalde." Kollarını başının altında toplamadan önce konuşuyor ve seni kendisine çekiyor. Bu sayede göğsünde uzanmaya başlıyorsun. "Sadece bu saçma konuları mı konuşacağız?"
"Müzikte daha çok ne dinlemeyi tercih edersin?"
"Bilmem, Blues olabilir." Burnunun ucundan sana bakmaya başladı. Gülümsemekten bir an bile ödün vermeden ellerinizi birleştiriyorsun.
"Jazz and Blues çalan bir kafe biliyorum. Bir ara oraya gideriz. Daha önce hiç gitmedim ama sevenleri duyuyorum." Seninle geçirilecek her fikre asla 'hayır' diyemeyen sevgilin sanki gülümsemek bulaşıcı bir hastalıkmış gibi senin teklifine gülümsedi.
"Merak etmeye başlamadım desem inanmazsın." Uykusunun geldiğini belli eden sesiyle konuşması senin kafanı kaldırmana neden oldu. "Bir ara gideriz."
"Eve gitmeye ne dersin? Uykun gelmiş gibi duruyor." Başını olumsuz anlamda salladı ve seni yeniden göğsüne çekti.
"Kesinlikle olmaz. Zaten ara sıra zaman geçirebiliyoruz. Bunu da bozmak istemiyorum. Hem burada uyumak istemediğini söyleyemezsin." Sinsice gülümsüyorsun.
-Yıldızları izlerken yaptığınız aktiviteler.-
→Bazen film izlersiniz.
→Sana sarılmaya bayılır.
→Ama daha çok gözlerine bakmayı seviyor çünkü gözlerindeki mutlulukla birleşen yıldızları, galaksiyi, görmeyi seviyor.
→Atıştırmalık götürüp deli gibi gülersiniz.
→Gelecek hakkında planlar.
→Bolca övgüler...
→Elleri çoğunlukla belinde gezinir.
→Film izlerken onun dizinde yatmayı seversin çünkü elleri her zaman saçlarında gezinir.
→Evlenseniz bile oraya gitmekten vazgeçmezsiniz.
→Oranın sizin için özel bir yeri olur. Belki evlilik teklifini bile orada alırsın.
→Hatta daha büyük haberleri de birbirinize orada bilirsiniz.
→Mesela bir zamanlar hayallerini kurduğunuz çocuklarınızın haberleri gibi...
→Yeni isim önerileri.
→Bazen telefonunun flaşını açıp su şişesinin kapağını koyup farklı renkler elde edersiniz.
→Birbirinizle dalga geçersiniz.
→Bir çok kez birbirinizi sevdiğiniz dile getirilir.
"Seni seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imagine haikyuu
Fanfiction"can't hold me down 'cause you know, I'm a fighter." "Find me and I'm gonna leave with you!"