--ebe, sensin.--
heyecan arayan kişilerin mesajlarına maruz kaldık!
sen de onlardan mısın?eğer öyleysen harekete geçmenin zamanı gelmiş demektir, kaybedecek hiçbir şeyin yoksa seni de bekliyoruz!
Bu ilan, her şeyin başlangıcı oldu. Kaybedecek tek şeyin hayallerindi ve onları da kaybettin.
′°′
"Park yerinde koşuyordum." Karşında oturan polise başından geçenleri anlatman gerekiyordu. "Beni takip etti ve durmadı." Sakin bir şekilde bütün bu olayları anlatman, polis memurunu şaşırtsa da devam etmene izin verdi. "Elimden tuttu ve beni aşağıya çekti. Ebe, bendim."
"Ebe mi? Ne tarz bir oyun bu?" Dosyasına ufak bir not aldı bunun hakkında ve senin cevabını beklemeye başladı. "Dinliyorum?" Cevap vermeyince seni buna teşvik etmek istedi.
"Aslında bu bir oyun değil." Omzunu silktin. "Ama şimdi ebe sensin." Sözünü bittirdiğin anda bina patlamaya başladı. Polisin dikkati dağılınca ondan hızlı davranarak yanan binadan dışarı çıkmanın tek yoluna koşmaya başladın.
′°′
Sessiz otoparkta geziniyordun. Lanet olası durumdan kurtulmanın tek yolunun bir kere ebe olup bunu bitirmek olduğunu bildiğin için ilk yapman gereken şeyin ebe olmak, olduğunu düşündün. (lanet olsun, bu cümleyi daha anlamlı bir hale sokamıyorum.)
Cesaret, senin için bir kaç dakika öncesinde olan bir şeydi ama şu anda en ufak bir sesten korkuyorsun çünkü her an seni öldürmeye çalışacak bir katil ile aynı otoparkta geziniyorsun ve ebe olman için ölmen gerek.
Hiçbir şekilde bir kaç tane el ilanına inanıp bu lanet olası döngüye girmemen gerektiğini biliyordun. Ama o anlık için beynin 'neden olmasın?' fikrini tercih etti. Ve yine lanet olsun ki, olmaması gerekiyordu.
"I'm running through the parking lot."
Adımları duyduğun anda bağırarak koşmaya başladın. Tamam, belki de güzel bir tercih değildi çünkü direkt olarak dikkati sende toplandı ve senin ardından koşmaya başladı.
"He chase me and he wouldn't stop."
Seni takip etti, duracağını sandın ama durmadı. İçinde bulunduğun anlatılmaz olayın nasıl bittiğini bile bilmiyorsun. Bileğinden kavradı ve yere düşmene neden oldu. "Ebe sensin."
Kafanı ezip seni öldürmeden önce kurduğu son cümle buydu.
"Grabbed my hand, push me down."
′°′
"Bugün, belediyenin el ilanını dağıtanları yakalamak için harekete geçmesinin üstünden tamı tamına bir hafta geçti ve özel bir alışveriş merkezinin parkında bir kızın ölüsü bulundu. Üzerindeki eşyalardan adının Y/N L/N olduğunu öğrendik." Haber kanallarının hikayesini dinlemekten sıkılınca televizyonu kapattın ve kanepede geriye yaslandın.
Ölmüştün, değil mi? Ölmen gerekirdi.
Şimdi ebe sensin ve ne yapman gerektiğini bilmiyorsun. Amacın belli ama gidiş yolun fazla. Zaman var ama hızla daralıyor. Mükemmel bir plan yaparak yeni ebeyi belirlemen için sadece bir ayın var.
Bu sefer talih, senin yanında.
---
MERHABALAR
bunun devamını getirmeli miyim?açıkçası bunu bir kitap olarak yayınlamayı düşünmüştüm ama sonra ya devamını getiremezsem adlı düşünceler kafamı işgal etti. ben de buraya yazmaya karar verdim. eğer devamını isterseniz buraya devamını getirebilirim.
biliyorsunuz, yazdığım çoğu bölüm içime sönmez ama bunu çooook sevdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imagine haikyuu
Fanfiction"can't hold me down 'cause you know, I'm a fighter." "Find me and I'm gonna leave with you!"