i'm in love with a fairytale

713 34 29
                                    

-O, rüyalarını her zaman ziyaret eden bir yabancı.-
--Ben bir peri masalına aşığım--
---Oikawa Tooru---

ah kalbim, bu adama bayılıyorum

Süslü yemekler, kıyafetler veya hikayeler... Bunların hiçbiri senin ilgini çeken şeyler değildi. Bir keman eşliğinde ne de güzel zaman geçirilirdi...

Büyük bir sarayın bahçesinde uyandın. Üstünde beyaz bir elbise vardı. Saçların siyahın en koyu tonuydu. Gözlerin en az saçların kadar koyuydu ve yanaklarına pembelik gelmişti. Bir ressamın fırçasının çizebileceği en güzel resimdin.

"I'm in love with a fairytale."

Aşıktın. Renklerin en safı beyazdı sana sorarlarsa bu aşk. Veya da bir siyah kadar asi ve çekilmez. Birbirinin o kadar zıttı olmalarına rağmen ikisini de bu aşka layık görüyordun. Çünkü kafanı o kadar bulandırıyordu ki bu duyguların, her şeyi herkese layık görüyordun.

Bir anda bir denizdesin ve rüzgar senin dalgalanıp durulmanı sağlıyor. Denize giriyorsun ve parmaklarının altında ezilen taşlar var. Elbisen suyun içinde dalgalanıyor ve ileri geri hareket ediyor.

"Even thought it hurts."

Bu sefer saçların beyaz. Tenin hafif soluk ve yine o pembelik kendisini koruyor. Denizin gökyüzüyle birleştiği ufuk çizgisinden birisinin çıktığını görüyorsun. O an, deniz ve gökyüzünü birbirinden ayıran şey ufuk değil, o oluyor.

Yaklaştıkça onun kim olduğunu seçiyor gözlerin. Bütün ruhunla ona bağlandığını hissettiğin adam, Oikawa Tooru. Başında her zamankinden farklı olarak kendisini pek kibirli gösteren o taç yok. Onun yerine papatyalarla süslenmiş ve el yapımı olduğu belli olan bir taç var. Süsünden uzaklaşmış olmasına rağmen nasıl bu kadar göz alıcı olabildiğini düşünüyorsun.

"Cause I don't care if I lose my mind"

İkinizinde yüzünde bir gülümsemeyle birbirinize bakıyorsunuz. Onun gözleri bütün yıldızları üzerine toplamış gibi parıldıyor. Elin, onun yanağını okşamak için uzanıyor. Ama onun yanağına dokunmana rağmen onu hissedemiyorsun. Bir anda bir heykele dönüşüyor ve denizin dibini boyluyor.

İşte o zaman aslında havada asılı durduğunuzu anlıyorsunuz. Bir anda dengen kayboluyor. Seni bir şekilde havada tutan güç ortadan kayboluyor ve denize düşmene neden oluyor. Oysaki sen bir volkanın içinde düşüyorsun. Hareket etmeye çalışıyorsun ama taştan vücudun buna izin vermiyor.

"I'm already cursed."
′°′

Gözlerini açtığın zaman yanağına bir soğukluk değmiş oluyor. Ağrıyan gözlerini titreyerek açıyorsun ve kollarından destek alarak doğrulup nerede olduğunu anlamlandırmaya çalışıyorsun. Odandasın.

Nefesini vererek tamamen ayağa kalkıyorsun. Saçlarının rengine baktığın zaman rüyadakinden daha farklı tonlarla karşılaşmak seni şaşırtmıyor. Kafanı iki yana olumsuz şekilde sallayarak banyoya ilerliyorsun.

"Sana da günaydın Aiden."

bu karakterimi hatırlayan çıkar mı be...
neyse diğer bölüm neler yapacağıma karar veririm artık

KENDİNİZE MÜKEMMEL MÜKEMMEL BAKIN
HEPİNİZİ ÇOOOOOOOOOOOK SEVİYORUM
tahmin edemeyeceğiniz kadar ;)

imagine haikyuuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin