-Kenma Y/N'i defterden kurtarmaya çalışıyor.-
--Kenma Kozume--umarım bu kurguyu unutmamışsınızdır BABSNANNAS
Kenma bir günü boşa geçirdiğini düşünüyordu. Günün sonunda bir kez daha defteri eline aldı ve Y/N'i kurtarmak için onu sallamaya başladı. Içinden düşebilecek en ufak bir kağıt bekliyordu ama hiçbir şey düşmedi.
Defterin sayfalarını karıştırdı ve tamamen boş olduğunu gördü. Saat, 24 Aralık'a gelmek üzereydi ve saatin tik takları odada duyulmaya devam ettikçe geriliyordu. En sonunda defteri açtığı kelimeleri mırıldandı. 'Y/N L/N'den Kenma Kozume'ye'
Defter dönmeye başladı.
Kenma, defterin durmasını ve yazıların görünmesini bekledi ama onun yerine kendini büyük bir bahçede buldu. Üzerindeki kıyafetleri birbirine benzemiyordu bile. Kendisini bir çuval giymiş gibi hissediyordu.
Arkasında duran kişi onu itti ileriye doğru. Birden gelen darbeyle sendelese de yürümek için dengesini korudu. 'Daha ne kadar öyle durup etrafına bakınmaya devam edeceksin?! Kral, bekliyor!'
Arkasında ondan bir baş daha uzun birisi duruyordu. Tamamen metaldan kaplanmış bir koruma giyiyordu. Kenma, bir anda nerede olduğunu anladı. Y/N'in ilk gittiği anısındaydı ve birazdan bir zindana atılacaktı!
Kaçmayı ve Y/N ile hiç tanışmayıp onu böyle bir lanete hiç sürüklememek istedi ama beş dakikada oluşturacağı bir kaçış planının kendisine yararı olmayacağı ortadaydı.
Sessizce sarayın geniş kapısından, kapıdan daha da büyük ve şatafatlı olan koridoruna geçiş yaptı. Kendisini zerre kadar buraya ait hissetmiyordu ve hissetmek de istemedi.
Adımlar atmaya devam ediyordu ama bir türlü gideceği yere yaklaşamıyor gibi hissediyordu kendini.
Bir kapı açıldığı zaman gözleri o tarafa kaydı. Içinden uzun saçları ve beyaz teninin üzerine yapılmış açık makyajla hayatında gördüğü en güzel kız çıktı. Kenma, bunun ilk başta Y/N olduğunu anlamadı. Onun tanıştığı Y/N ile şu anda baktığı Y/N arasında çok fark vardı.
Gözlerine inanamadı. Eğer kafasına bir darbe daha almasaydı orada durur ve Y/N ile konuşurdu. Şu anda Y/N'in kendisini tanımadığı gerçeğini unutarak.
Bir anda içinde bir kuşku oluştu. Ya Y/N kendisiyle konuşmak istemezse? Ya anlatacaklarına inanmazsa? Ya kendisini büyücülükle suçlar ve eskiden yapıldığına inandığı gibi yakarlarsa?
En iyisi anlatmamak, diye düşünerek başka bir yol aramaya kuruldu. Sadece altı günü kaldığını aklında bulundurması gerekiyordu.
Içine girdiği oda, giriş kapısının ve koridorun süsünü Kenma'ya unutturdu. Kendisini bir katedralde gibi hissetmesine yol açtı. Içeride bir çok kişi vardı. Kral, Y/N'in erkek kardeşi olması lazımdı, aralarında geziniyor ve bir kaçını yanındakilere işaret ederek başka bir yere götürtüyordu.
Sıra Kenma'ya geldiği zaman aynı hareketi bir daha yaptı. "Adın ne?"
"Kenma, Kenma Kozume."
Uzun merdivenler indiler. Duvarlarında bir çok tablo olan koridorlardan geçtiler. Kenma, bir çok oda gördü. Gerçekten büyük bir saraydı. Kraliyet ailesine layık bir saray...
Zindanda kaç saat durduğunu bilmiyordu ama kaldığı hücrenin iyice kararmasından akşam olduğunu anlamıştı. Yere öylece bakarken gözlerinin karıncalandığını hissetti, uzun zaman karanlıkta durmaya alışık değildi. Ama bundan daha da büyük bir sorunu vardı. Buranın bir kölesi olmuştu ve bu demek oluyordu ki: Onlar ne zaman yemek verirlerse o zaman yiyecekti. Ve o, daha yeni başladığı bu hayatta en son ne zaman yemek yediğini bile bilmiyordu.
Eskiden nerede ne yapıyordu bilmiyordu ama bedeninde ağrılar hissediyordu. Yere çömeldi ve beklemeye devam etti. Bir kaç saat sonra uyuyacaktı, bunu biliyordu. Y/N'i düşünmeden edemiyordu.
Günlükte yazdığına göre kendisini ziyarete gelecekti ama ne zaman? Onu beklemeliydi.
Bir kilit sesi duyuldu. Ardından ritimli ayak sesleri. Kenma, hızla ayağa kalkarak ışığın geldiği tarafa ilerledi. Işte! Y/N elinde bir gaz lambası ile kendisinin bulunduğu tarafa ilerliyordu!
bu serinin kısa olup olmaması hakkında emin değilim.
![](https://img.wattpad.com/cover/251763422-288-k530931.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imagine haikyuu
Fanfiction"can't hold me down 'cause you know, I'm a fighter." "Find me and I'm gonna leave with you!"