Herkese selamlarrr.
Nasılsınız? Keyifler yerinde mi?
Bugünde bölümümüz hazır.
Umarım beğenirsiniz.
Beğenmeyi unutmayın olur mu?
Keyifli okumalar diliyorum...
Seviliyorsunuz.
❤
19 Haziran Pazar - 20 Haziran Pazartesi...
Miran'dan
Güneşin ışıkları suratıma vurunca gözlerim istemsizce kırpışmaya başlamıştı. Gözlerimi hafif açtığımda sarıldığım bedene baktım. Oğlum rüya değilmiş lan!
Hassiktir! Gerçekmiş! Yastığına dağılmış saçları o kadar orantılı duruyordu ki sanki birisi bilerek öyle yapmış gibiydi. Sakallarıma karışmış saçlarını kenara çekip dirseğimin üzerinde durdum.
Prensesler gibi uyuyordu. Bembeyaz teni, pespembe dudakları günaha davet gibiydi. Fakat durmam lazımdı. Şerefsizlik yapma Miro. Kızı daha da ürkütme.
Elimi kaldırıp çıplak kolunda hafif dolandırdım. Oğlum resmen evlenmiştik lan! Birlikte olmuştuk! Yanağına tüy gibi bir öpücük kondurdum. Hemen kıpırdanmıştı. Onu izlemeye o kadar dalmıştım ki. Hediyeydi benim için.
Gözlerini bebek gibi ovuşturunca bana döndü. Hemen yanakları kızardı. "Günaydın karıcığım." Gülümsedi. O gülümsedi dünyalar benim oldu. "Günaydın kocacığım." Mırıltı halindeki sesi beni benden almıştı.
Kollarını hafif kaldırıp gerinince üzerindeki örtü hafif aşağıya inmişti. Gözlerim oraya kayınca hemen o da bakmıştı. Sakin ol oğlum, sakin. İlk günden abartma. Boğazını temizleyip hafifçe örtüyü kendine çekti. "Keyfimi bozdum güzelim. Gözlerim bayram ediyordu."
"Git sen kendine bak." Kıkırdadım. "Bu vücut hep bende, hep görüyorum." Dudaklarını yaladı. Uzanıp sertçe öptüm. Sırnaşmaktan zarar gelmezdi. Sıkıca sarılıp ayağımı üzerine atmıştım. "Ya Mirann"
"Söyle güzelim." Erimiş gibi bir hali vardı. "Şey..."
"Ney?" Omuzlarımı okşadı. "Kalksak mı?" Yanağını öptüm. "Bütün gün seninle burada durabilirim ama acıkmışsındır. Ben bir şeyler hazırlarım."
"Sen dur ben hallederim." Ayağa kalktığımda bana hiç bakmıyordu. "Reyyan giyiniğim bakabilirsin." Göz ucuyla bana baktı. "Çok önceden kalkıp duş aldım. Hadi sende kalk güzelce rahatla. Kahvaltımızı edelim." Arkamı dönmemle hii nidası çıktı ağzından. "Ne oldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezopotamya'nın Kıyısında
General FictionKüçüklüğümden bu yana öğretmen olma hayaliyle yanıp tutuşuyordum. Mezuniyet, KPSS derken en sonunda atanmıştım. Mardin'de bir ortaokulun rehber öğretmeniydim artık. Okutulamayan, küçücük yaşta evlenmek zorunda kalacak kızların sesi olmaya gidiyordum...