63. Bölüm

1.3K 90 190
                                    


(Ufak bir hatadan dolayı bölümü silip tekrardan yükledim. Beğenen okuyucularım dilerlerse tekrardan beğenebilirler...)

Selamlaar!

Biliyorum bu hafta geçe kaldı bölüm. Fakat bundan sonra da geçe kalmaz diyemiyorum. Malum 2-3 haftaya okulum açılıyor.


!!! İlgilenenleri bir diğer maceram olan İki Cephe Arasında'da görmeyi çok isterim. Beni orada da yalnız bırakmazsanız çok mutlu olurum.


Umarım keyifle okursunuz.

Satır aralarında görüşmek üzere...

Seviliyorsunuz...




Reyyan'dan

"Reyyan kızım, çıkmadan şunun bir tadına bakar mısın?" Zümrüt annenin çağırmasıyla koşar adım mutfağa ilerledim. Kaşığı ağzıma uzattı. "Anne sen bakmasaydın bana kendimi tuhaf hissediyorum böyle."

"Aa ne olacaktır? Tat bakayım." Kaşığa uzandım. "Anne tuzu eksik sanki." Azıcık daha tuz atıp karıştırdı. Başka kaşığı tencereye daldırıp yine uzattı. "Hele şimdi bakasın?"

"Bence şimdi iyi." Gülümsedi. "Hayatım? Baran'ın çantasını nereye koydun?" Yukarı avludan seslenen Miran'a mutfaktan koşturarak çıkıp baktım. "Her zaman ki yerinde Miran." Sakalını kaşıdı. "Her zaman ki yer?" Kıkırdadım. "Baran'ın odasındaki komodinin üzerinde." Eli ensesine gitti. "Bulamadım ama." Merdivenlerden çıkıp odaya girdim. "Bu ne Miran?"

"Büyü mü yaptın, sihir mi? Yoktu biraz önce." Göz devirdim. "Hayatım koskoca şey nasıl olmasın? Bakmamışsın işte." Şaşkınlıkla hala çantaya bakıyordu. "Sen Baran'a bakabileceğinden emin misin Miran? Bak ben idare edebiliyorum." Ellerini kollarıma koyup okşadı. "İdare ederim tabi. Beceremezsem koştur koştur sana gelirim. Hem emzirme saatlerinde getireceğim."

"Ne bileyim işte? Toplantın falan olur." Alnımı öptü. "Başın kalabalık olacak bugün. Eşya diziminde organize edeceksin. Baran ağlasa bozulacak her şey, bir günden hiçbir şey olmaz." Omuz silkip sarıldım. "Peki madem öyle olsun." Yatak odasına geçip Baran'ı kucağıma aldım. "Annesi yer bu kuzuyu yeeer!" Resmen çocuğu içime sokuyordum. Ne yapayım canım, özleyecektim. Beraber aşağı inip mutfağa geçtim. "Biz çıkıyoruz var mı istediğiniz bir şey gelirken?"

"Yoktur kızım. Güle güle gidin." Dilzar babaanneye bakıp gülümsedim. "Reyyan'ım eksik olursa ararız biz seni." Oruç tutmayınca üstüne onlara yardım edemeyip halletmem gereken işler olunca kendimi kötü hissediyordum. Konaktan çıkınca Miran ile arabalarımızın ardı ardına sıralandığını gördüm.

Baran kucağımda sakin sakin bakınırken arabaya ilerleyip pusetine yatırdım. Her ihtimale karşı pusetin etrafından kemeri bağladım. Defalarca alnından öptüm. "Anne seni çok özleyecek bebeğim."

Ben doğrulunca Miran arkamdan sarıldı. Korumaların gözünün önünde bir de. "Miran görecekler." Fısıltıma karşı parmakları karnımı okşadı. "Ne zaman onlardan çekinir oldum Reyyan?"

Omuz silktim. "Sanırım bu duruma alışamayacağım." Kollarının arasında ona döndüm. "Alışırsınn merak etme."

"Hadi geç kalmayalım." Son kez Baran'a baktım. Kendi halinde pusetinin tutma yerindeki oyuncaklara bakıyordu. "Gözün arkada kalmasın hadi işlerini hallet güzelim." Miran'a tebessüm edip sarıldım. "Kolay gelsin, hayırlı işler." Omzuma öpücük kondurdu. "Sana da kolay gelsin güzelim." Arabama ilerleyip kapıyı açtım. Gözümün ucuyla Miran'a baktığımda o zaten bana bakıyormuş. El salladım. Göz kırptı.

Mezopotamya'nın KıyısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin